Üzerinde yaşadığımız Dünya ; Cennet’ten kovulan atamız, Adem babamız ile Hava Anamızın ve onların soyu olan insanların, Şeytana uyduklarının ceremesini çekmek, enselerinin arkasını görünceye ve belirtilen bir süreye (Kıyamet) kadar yaşamlarının sürdürebilmeleri için yaratılmıştır. (Dünya gezeğeninden başka hiçbir gezegende yaşam yoktur )Bu zaman dilimi sürecinde şeytana uyanların şeytanlaşmış olarak Cehenneme , Yaptıklarının pişmanlığında olanlar ise Cennete döneceklerdir. Acıyan bağışlayan Allah; Merhametiyle yarattığı insanları, Şeytan şerrinden korumak, sağlıklı yaşamak, cehennemden korumak ,iradeli olmak için Peygamberler ve…
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından Ankara’da “Türkiye İletişim Modeli” programı düzenlendi.
İletişim Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlenen programda İletişim Başkanlığının kurulduğu ilk günden bu yana verdiği hakikat mücadelesi konuşuldu.
Programda konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, kamu kurum ve kuruluşlarının kamusal iletişim standartlarını belirleme, stratejik iletişim ve kriz yönetimine ilişkin politika ve uygulamaların koordinasyonunu sağlama görevinin de yine kurumun önemli vazifeleri arasında yer aldığı belirtti.
Programa Gaziantep’ten İletişim Başkanlığı’na bağlı BİK’ten resmi ilan alan gazeteler adına, Gazeteci Levent Özkurt ve Yaşar Yavuz katıldı. Programda konuşan Gazeteci Yaşar Yavuz, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının üstlendiği misyonu ve deprem bölgesinde yapılan çalışmalar ile gazetecilere sağlanan imkanları ve yaşadıkları tecrübeleri aktardı.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Bu vizyoner adımla Türkiye’nin iletişimi kurumsal bir çerçeve kazanmıştır ve yine Türkiye’nin bu anlamda verdiği hakikat mücadelesi kökleşmiş, Türkiye’nin hakikat mücadelesini yürütürken kamusal alanda güçlü bir karşılık bulması temin edilmiştir. Bu süreçte iletişim alanında geliştirdiğimiz muazzam kapasiteyle, gerçekleştirdiğimiz bütünlüklü ve proaktif çalışmalarla ülkemizin ciddi kazanımlar elde etmesini sağladık.” ifadelerini kullandı.
Fahrettin Altun, yürüttükleri bütün bu faaliyetlerde bağlı kaldıkları temel ilkenin her zaman “hakikat” olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: “O yüzden biz ‘Yaşasın Hakikat’ diye bir temel düstur belirledik ve bu düstur etrafında bu kadar dezenformasyon olmasına rağmen bütün uluslararası alandaki dezenformasyon yağmuruna rağmen biz ‘hakikatin yanındayız’ dedik, ‘hakikati savunmaya devam edeceğiz, yaşasın hakikat’ dedik ve hakikat etrafında kenetlendik. Hakikatin bu denli tahrif edildiği, yalanın, çarpıtmanın öne çıkarılmaya çalışıldığı bir dönemde biz hem kendi halkımıza hem de dünya kamuoyuna doğruyu, gerçeği, hakikati anlatmanın peşinde olduk. Elbette, içeride ve dışarıda birilerinin sistematik yalan çarklarına çomak soktuğumuzda da yine birilerinin dezenformasyon tezgahlarını bozduğumuzda da birçok saldırının doğrudan muhatabı olduk ama hiçbirine aldırmadık ve aldırmayacağız.”
Gazeteci Yaşar Yavuz ise konuşmasında, Bölgede meydana gelen depremde İletişim Başkanlığı Bölge Müdürlüğünün depremin meydana gelmesinden sonra gazetecileri tek tek aradığını gazetecilerin sahada görevini sağlıklı icra edebilmeleri için her türlü imkanı sağladığını belirtti. İletişim Başkanlığının “Asrın Felaketi” olarak nitelendirilen depremde, bölgede arama-kurtarma, insani yardım ve yeniden yapılanma çalışmalarını dünya duyurmasının önemli olduğunu belirten Yavuz, depremde ortaya atılan yalanları tek tek çürütmesi sahada yapılan arama-kurtarma ve insani yardım faaliyetleri kadar kıymetli bulduğunu söyledi. Yavuz, “İletişim Başkanlığı bugün gelinen noktada Türkiye’nin en güçlü markası haline gelmiştir. Bana İletişim Başkanlığı size neyi ifade eder diye soracak olursanız, şu anda Savunma sanayinde yapılanlar ne kadar önemliyse, TOGG ne kadar önemliyse, işte İletişim Başkanlığı yaptığı çalışmalar da o kadar önemlidir.” dedi.