Ben henüz ,bu dünyaya gelmemiştim o gün. Bugün var mıdır yaşayan ? vardır her halde. Amma tarih vardır. İnsanlığın varlığı süresince kıyamete kadar var olacaktır tarih. İnsanlığın benliğinde ki tarih ,yazı var olmadan önce de vardı.. Tarih kayıt edenlere tarihçi denir. Tarihçiler , olmasa idi geçmişi bilemezdik. Geçmişini bilmeyenler ise gelecekleri olmayandır. 1914 yılı insanların insan olduklarını unuttukları , geçmişlerinden haberdar olmayan sorumsuzluklar içinde bulunan devletleri idare eden liderlerin kapışmasıdır .Bu kapışmada nice suçsuz…
“Anne sen çok yemek ye bacağın hemen büyüsün”
Gaziantep’te eşinin bıçakla yaptığı işkencelerin ardından tüfekle vurduğu sol bacağı diz üstünden kesilen, 17 haftalık hamile Çağlar Aşık, tedavisinin ardından taburcu edildikten sonra yerleştiği ağabeyinin evinde 23 gündür göremediği çocuklarıyla kucaklaştı.
Annesi Döne Sönmez ile aynı iş yerinde çalışan ve kendisini kardeşinin düğününde gören Mehmet Ali Aşık ile 7 yıl önce evlenen Çağlar Aşık (26), bu evlilikten 3 çocuk sahibi oldu.
Eşiyle zaman zaman tartışmalar yaşayan Çağlar Aşık, 4 ay önce eşinden şiddet gördüğü için babası Kemal Sönmez’in evine sığındı.
Bir süre sonra barışan çift, Sönmez’in evinin çatı katında yaşamaya başladı. Bu sırada dördüncü çocuğuna hamile kalan Çağlar Aşık, 23 Eylül’de eşinden yine şiddet gördü.
Yatağından gece yarısı kaldırıp işkence yaptığı eşini defalarca bıçakladıktan sonra tüfekle bacağından yaralayıp kayıplara karışan Mehmet Ali Aşık, olaydan kısa bir süre sonra yakalanıp tutuklanırken, Çağlar Aşık ise uzun süren bir tedavi süreci geçirdi.
Ameliyat edilen, psikolojik tedavi gören Çağlar, hastane günlerinin ardından ağabeyine ait evde yeni hayatına “Merhaba” dedi.
Olayın ardından babaannelerinin yanında kalmaya başlayan ve Çağlar’ın “Burnumda tütüyor” dediği 3 çocuğu ise dün 23 günlük ayrılığın ardından annelerine kavuştu.
Buluşmanın ardından Çağlar Aşık, geceyi 6 ile 4 yaşlarındaki kızları Eser ve Ecrin’in yanı sıra 10 aylık oğlu Kemal ile hasret gidererek geçirdi.
Çocuklarına kavuştuğu anı “Acılarımı unuttum” sözüyle anlatan genç kadın, evlatlarının elini bir an olsun bırakmıyor. Henüz 10 aylık olan minik Kemal ise her şeyden habersiz annesinin yanında uyuyor.
– “Ayağım uzayacak, eskisi gibi olacak”
Taburcu edildikten sonra anne, babası ve 2 engelli kardeşiyle geçici olarak ağabeyinin evine yerleşen Çağlar Aşık, evliliği boyunca hemen herkesin evinde olabilecek ufak tefek tartışmalar yaşadıklarını, eşinin zaman zaman şiddete başvursa da hemen pişman olduğunu, kendisinin de çocuklarını düşünerek ses çıkarmadığını anlattı.
Aşık, artık her şeyin geride kaldığını, sadece çocukları için yaşayacağını dile getirerek, hamileliğiyle ilgili bazı sıkıntılar yaşandığını, bebeğin sağlık durumuna ilişkin kesin sonucun ilerleyen günlerde belirleneceğini kaydetti.
– “Neden böyle yaptı, anlam veremiyorum”
Aşık, sürekli neden bu olayın yaşandığını düşündüğünü söyleyerek, “Olaydan 1 hafta önce hamile olduğumu öğrenmiştik. Çok sevinmişti. Çocuklarını da çok severdi. O gün onlara bile silah tuttu. Niye böyle yaptı anlam veremiyorum.” dedi.
Dikişlerinin önceki gün alındığını ve sargılarının açıldığını belirten Aşık, şu değerlendirmede bulundu:
“Sürekli ağrılarım oluyor. Doktor, ‘Ben sana ne ilacı verirsem vereyim etkili olmayacak. Bunun tedavisi konuşmak, bacağını unutarak başka işlerle meşgul olarak geçirebilirsin’ dedi. Kızlarım gelmeden önce acıdan duramıyordum. İlaçlarla bile zor uyuyordum. Dün çocuklarım geldi, kapıdan içeriye girdiler. Öyle güzeldi ki Allah kimseyi ciğerinden ayırmasın. Ben dün ilk defa doktorlara hak verdim. Bunları görünce inanın ki hiç ağrı çekmedim. Beraber uyuduk. Kızlarım beni çok merak etmişler. ‘Anne bacağın ağrıyor mu? Anne niye kestiler?’ diye soruyorlar. Anne bacağın büyüyecek değil mi? diye soruyorlar. Biz şöyle anlaştık kızlarım bana bakacaklar, ilacımı verecekler, yemeğimi yiyeceğim bu ayağım uzayacak. Küçük kızım dedi ki sabah, ‘Anne biz seninle parka gidemeyiz, gidersek sana sakat derler. Ben o zaman dayanamam. Gitmeyelim biz evde oturalım. Kimse seni görmesin. Senin ayağın uzasın biz öyle çıkalım.’ Biz anlaştık onlar benim yanımda olacak, ayağım uzayacak, eskisi gibi olacak. Ben çok iyi olacağım. Benim isteklerimi yerine getirmek için birbirleriyle yarışıyorlar şimdi. Bana diyorlar ki ‘Anne sen çok yemek ye hemen büyüsün bacağın.’ Hem kendileri uzayacak hem de benim bacağım uzayacak.”
– “Dimdik ayaktayım”
Aşık, tek isteğinin kendisine bu acıyı yaşatan kişinin en ağır şekilde cezalandırılması ve hapisten çıkmaması olduğunu ifade ederek, “Babam da dimdik ayakta ben de dimdik ayaktayım. Üzülmüyorum. Bu da geçecek. Çocuklarımla birlikte hayatıma devam edebileceğim bir ev bulabilirsek herşey yoluna girecek. Hep şükrediyorum o anda babamı, çocukları vurabilirdi. Yukarıda annem ve 2 engelli kardeşlerimi vurabilirdi. Olan benim bacağıma oldu. Ben de iyileşirim.” diye konuştu.
Baba Kemal Sönmez de kızını o şekilde kanlar içinde gördüğünde öldüğünü sandığını, olay bittikten sonra hastaneye gittiklerinde de kendisinin morga doğru yürüdüğünü, akrabalarının kızının yaşadığını söylediğinde kulaklarına inanamadığını belirterek, “Allah kimsenin başına vermesin. Biz onu başımızın üstünde tuttuk, soframızı açtık niye bunu bize yaptı aklımız almıyor. Ben dimdik ayaktayım, kızımın ve torunlarımın arkasındayım. Gücüm yettiğince yanlarında olacağım. Allah sağlık verdiği müddetçe onları kimseye muhtaç etmem.” dedi.
Olayın yaşandığı eve bir daha giremediklerine dikkati çeken Sönmez, bir fabrikada çalıştığını ve işine servisle gidebileceği bir güzergahta başlarını sokabilecekleri uygun bir ev aradıklarını ancak henüz bulamadıklarını kaydetti.
Anne Döne Sönmez de kızının yüzünün güldüğünü görmenin kendileri için en büyük mutluluk olduğunu ifade ederek, “Kızım 5 dakika daha geç kalınsa kurtarılamayacaktı. Bugüne çok şükür. Torunlarımın ve kızımın geleceği için yetkililerden, devletimizden bize yardımcı olmalarını istiyoruz. Evimize gidemiyoruz. Oğlum da 1 aya kadar taşınacaklar. Bir an önce ev bulmamız gerekiyor.” sözlerine yer verdi.