Gaziantep Memur-Sen Engelliler Komisyonu Başkanı Mehmet Yıldız, Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. 3 Aralık, “Her birey engelli adayıdır” söyleminden öte, engellilerin anayasal haklarının insanlık onuruna yakışır şekilde düzenlenmesi gerektiğini anlama ve anlatma tarihidir. Bu gün, insan olmanın temel ilkesi olan eşitlik ve onurlu yaşam hakkını hatırlatır. Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılında Dünya Engelliler Günü olarak ilan edilen bugün, bir kutlama veya sembolik bir çiçek sunma günü değil; farkındalık yaratma ve engellilikten ziyade, engellenmişlikten kaynaklanan…
Dr. Ahmet Gök, öğretmene yapılan şiddeti kınadıklarını belirtti
Eğitim – Bir – Sen Gaziantep Şube Başkanı Dr. Ahmet Gök, Biz Eğitim-Bir-Sen olarak bugüne kadar şiddetin her türlüsünün karşısında olduk ve olmaya devam edeceğiz dedi.
Dr. Ahmet Gök, yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: “
Biz eğitimciler olarak, birçok konuda eylem, etkinlik yapıyor ve sesimizi yükseltiyoruz. Bazen ekonomik, bazen toplumsal bazen de sosyal sorunlara dikkat çekiyoruz. Fakat bugün burada, adeta sıradan bir hal alan, eğitimciye şiddet mevzusunun ülkemiz için çok daha önemli bir sorun olduğunu ifade etmek, genelde eğitim çalışanlarını özelde öğretmenleri değersizleştiren, meslektaşlarımızın adeta hayatına kasteden saldırıları kınamak ve protesto etmek için toplandık.
30 Eylül 2024 Pazartesi okul çıkışında Dr. Sadık Ahmet İlkokulu Öğretmenlerimizden ERCAN KERECİ kardeşimiz eski bir velisi tarafından vahşi bir saldırıya uğramıştır.
Üzülerek ifade ediyorum ki, bugün şiddet toplumsal bir sorun haline gelmiştir. Aklını ve duygularını yönetemeyenler şiddeti seçiyor, gerekli tepki verilmediği, failler bedelini ödemediği için de şiddet sıradan bir olaymış gibi toplum tarafından kanıksanıyor. Mağdur bazen sağlık çalışanı, bazen öğretmen, bazen kadın, bazen de çocuk oluyor.
Biz Eğitim-Bir-Sen olarak bugüne kadar şiddetin her türlüsünün karşısında olduk ve olmaya devam edeceğiz.
Toplumsal sorun haline gelen konularda mutlaka toplumsal tavırlar alınmalı ve ortak çözümler üretilmelidir. Tavır bazen meslektaşlarından, bazen sivil toplum örgütlerinden, halktan, bazen de yetkililerden gelmelidir.
Bu bağlamda bütün yetkililere sesleniyoruz; Toplumda öğretmenin itibarı aşınırsa, herkesin itibarı aşınır. Öğretmene saygısızlık olursa anneye de babaya da saygısızlık olur. Öğretmen felakete uğrarsa toplum felakete uğrar.
Başta Milli Eğitim Bakanımız olmak üzere bu konuda tüm yetkilileri ve halkımızı duyarlı davranmaya davet ediyoruz.
Değerli basın mensupları.
Bugün yaşadığımız sorunlar geçmişte belirlenen eğitim politikalarının doğal sonucu olduğu gibi, bugün uyguladığımız politikalar da geleceğin sorunlarını ya da çözümlerini belirleyecektir.
Toplumsal kalkınma da çürüme de eğitimden geçmektedir.
Hz. Ali “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” demiştir. Bizler, mum misali kendini tüketip etrafa aydınlık vermeye çalışan öğretmenler olarak, kimseden kırk yıl köle olmasını beklemiyoruz.
Öğretmenine saldıracak kadar insanlığını kaybetmiş olan yaratıklardan bir şeyler beklemek ne derece doğrudur bilmiyoruz ama Biz öğretmenler sadece yaptığımız işe saygı bekliyoruz. Aslında bu saygı da insanın kendine saygısıdır. Unutulmamalıdır ki toplumu aydınlatan mumların söndürülmesine müsaade edersek hepimiz karanlıkta kalırız.
Değerli basın mensupları kıymetli eğitim emekçisi kardeşlerim,
Öğretmenliğin diğer meslek gruplarından farkının bilinmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Sorunların temelinde eğitimin yattığının da bilincindeyiz.
Fakat bir hususun altını çizmek isteriz. O da şudur ki; eğitim sadece öğretmenlerin sorunu değildir. Toplumda çürümeler başlamışsa bunun tek sorumlusunun öğretmenler olmadığını bütün kamuoyu bilmelidir. Çocuğun eğitiminde başta anne, baba, olmak üzere bütün yetişkinlerin payı vardır. “Bir çocuğun eğitiminden bütün mahalle, bütün şehir hatta tüm ülke sorumludur.” Herkes bu bilinçle hareket etmelidir. Velinin, öğrenci yakınının veya herhangi bir vatandaşın utanmadan, sıkılmadan öğretmeni hedef aldığı ve şiddet uyguladığı bir ortamda kimsenin şikâyet etme hakkı kalmaz.
Biz bugün burada Eğitim camiasına karşı bu tür saldırıların son bulması için, eğitimciye değer verilmesi hususunda başta anne babalar olmak üzere yetişkinlerin sorumlu, yetkililerin ise duyarlı davranmasını istemek için toplandık.
Ülkemizde şiddet öğretmene kadar uzandıysa “toplumun ayağının altındaki halı kayıyor” demek için toplandık.
Kaymakamlarımızı, Valilerimizi, Milletvekillerimizi, Milli Eğitim Bakanımızı, Cumhurbaşkanımızı kısacası tüm yetkilileri bu hassas konuda derhal harekete geçmeye davet etmek için toplandık.
Bu bağlamda TBMM’de görüşülecek olan Öğretmenlik Meslek Kanununa Eğitimciye Yönelik Şiddeti önleyecek caydırıcı maddeler eklenmesi hususundaki talebimizi yeniliyor ve yetkililerden sadece eğitimcilerin değil tüm ülkenin menfaati için çözüm beklediğimiz bu hususta ivedi adım atmalarını talep ediyoruz.
Bu vesileyle Öğretmenlik Meslek Kanununun yardımcı hizmetler sınıfından idari personele, memurlarımızdan şeflerimize, şube müdürlerimizden, teftiş çalışanlarına, ilçe müdürlerimizden, il müdür yardımcılarımıza, il müdürlerimizden bakanlık çalışanlarına kadar Eğitimcilerin tüm sorunlarını çözen, beklentilerini karşılayan, ihtiyaçlara cevap veren ve yüzleri güldüren bir kanun olarak çıkması dileği ve umuduyla açıklamamıza son verirken;
Burada toplanmamızın sebebi menfur saldırıya maruz kalmış olan Dr. Sadık Ahmet İlkokulu Öğretmenlerimizden ERCAN KERECİ kardeşimize tekrar geçmiş olsun diyor, yapılan saldırıyı şiddetle kınıyor, Yetkililerden bu saldırıyı yapanın hak ettiği hukuki ve idari cezaya çarptırılmasını talep ediyoruz.
Öğretmene uygulanan şiddet topluma uygulanmış demektir şuuruyla tüm kamuoyunu da duyarlı davranmaya davet ediyoruz.”