Köseler Mahellesi Muhtarı Hüseyin Çelik ve Gürbaşak Mahallesi Muhtarı Yusuf Sarıkaya’nın girişimleri: İle Nizip ve Yavuzeli İlçelerimize bağlı 15 tane Köyümüzün birbirlerine daha rahat ve kısa yoldan ulaşım sağlamaları için yaklaşık 8 km lik dağ yolu açılarak Merzimen Çayı üzerine köprü atılarak hizmete açılmıştır. Muhtarlarımızın özverili çalışmalarında. Her konuda yardımlarını esirgemeyen ;Proje Ekipman İş Makinası sağlayan Nizip Belediye Başkanı Sayın Ali Doğan’a;Fen İşleri Müdürü Sayın Oktay Aktaş’a Garaj Müdürü Sayın Abdurrahman Aslan’a sonsuz teşekkürler Emeklerine…
ÖĞRETMEN NASIL OLMALI
İnsan olmanın özelliği, yaratılışından var olan öğretmek ve öğrenmek ten geçer. İnsan mesuliyet sorumluluğunda yaratılmıştır. İnsanlığın kurtuluş rehberi olan Kur’ an i kerim de Rab il Alemin olan Allah; Okuma yazmanın öğrenmesi için Son Peygamber , Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi selem e Meleklerden Cebrail vasıtasiyla, Okuma ve yazmayı öğretmiş tir. Öğretmenin kutsallığı Cebrail aleyhi selamdan intikal etmiştir .Adem aleyhi selem dan başlayan bütün peygamberler aynı zamanda öğretmendirler. Öğrendiği ilmi öğretmeyen yani öğretmenliği hiçe sayan , öğretmekten kaçınanlara; ‘’Kime bir ilim sorulunca o bunu gizlerse Cenabıhak kıyamet günü ona ateşten bir gem vurur.’’ Hadis’ de öğretmenliği küçük gören kişinin ahirete ki sonu anlatılmaktadır. Dördüncü halife Allah’ın Aslanı ,İlmin kapısı Hazreti Ali.( Allah ondan razı olsun.) Öğretmenliğin önemini şu veciz sözüyle ‘’Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’’ demiştir. Bu sözden başka söz söylemeye gerek yoktur . Okula başladığım ilk günüm. Çakır oğlu köyünden Karkamış ilk okuluna yeni kayıt olmuştum. Isınamamıştım okula. 1954 -1955 öğretim yılı. . Birinci sınıfta okurken , Öğretmenim MEHMET GÜL hocamın dikkat tını çekmiş olmalıyım ki ,her teneffüs te elimden tutarak , bahçede gezdirmesini, hele içli köfte getirip bana verip yememi , sıcak davranışını.. HİÇ UNUTAMAM.. Şayet Öğretmenimin bana gösterdiği ilgi olmasaydı inanın okuyamazdım. AYNI OKULDA ÜÇÜNSÜ SINIFTA.. .İSMİNİ DEĞİL SURATINI BİLE ANIMSAMAK İSTEMEDİĞİM ADI ÖĞRETMEN VARDI. O DÖNEM YAŞAYANLAR BİLİR . KİTAP ALAMAZDIK. BİR ÜST SINIFA GEÇMİŞ TANIDIKLARIN KİTAPLARINI OKURDUK. KİTAPLAR DEĞİŞMİŞ , AYNI KITAP, AYNI YAZAR DERS KITABI. BENİMLE BİRLİKTE BEŞ ARKADAŞI ÜÇÜ KIZ, İKİ ERKEK , TAHTAYA KALDIRDI. BİR KİŞİ HARİÇ DÖRT KİŞİYİ YANLİŞ OKUDUĞUMUZDAN (Kitapta ki cümleler değişmişti) TAHTADA SIRA DAYAĞINA ÇEKTİ. ELLİLİK TAHTA CETVELE AVUÇ İÇİNE YURMAYA BAŞLADI. BANA GELİNCE CETVELİN KENARI İLE VURDU. CANIM ACIDI .KITABI FIRLATARAK, KÜFREDEREK ,OKULDAN KAÇTIM. O YIL OKULA GİTMEDİM.BUNU UNUTMAM.. YIL 1967Gaziantep lisesi fen edebiyat bölümü son sınıf…Felsefeden bir yıl kaybım oldu .Bitirme imtihanın da yedi puan almıştım. Dersin hocası yazılı kağıdı not verdikten sonra yazılı kağıdın sağ üst köşesindeki kapalı kısmı açması ile ; oturduğu yerden bir fırlamış ki, öğretmenler odasında ; OLAMAAAZ!.. Diye bağırmış .İsmimin alerjisi olan Bu öğretmen de .. ALLAHSIZ NAHİT . BUNU DA UNUTMAM.. 1969-1970 yılı Araban da yaptığım vekil öğretmenlik sırasında , sınıfa ilk girdiğimde, ön sırada oturan bir öğrencinin, korku ve endişe ile titrediğini görünce, aklıma benim okula başladığım o yıllar geldi .. Yanına giderek başını okşamam o öğrencinin korkusunu daha sonra gidermesi ve sınıfın en çalışkan çocuğu olmasına sebep olmuştu. Öğretmenlerinin , Öğrencileri ile yakın ve samimi candan davranmaları, öğretmenliğin kutsallığının ispatına gerek kalmayacaktır. Öğretmenliğin kutsallığını bilen tüm elleri öpülesi öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlar; Abraham Lincol un oğlunun öğretmenine yazdığı mektubu okumalarını önerir, esenlik sağlık dilerim.
BENDEN SÖYLEMESİ
DAVUT DEMİRKAN