ÖĞRETMEN NASIL OLMALI

          İnsan olmanın özelliği, yaratılışından var olan öğretmek ve öğrenmek ten geçer. İnsan mesuliyet sorumluluğunda yaratılmıştır. İnsanlığın kurtuluş rehberi olan Kur’ an i kerim de Rab il Alemin olan Allah; Okuma yazmanın öğrenmesi için Son Peygamber , Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi selem e Meleklerden Cebrail   vasıtasiyla, Okuma ve yazmayı öğretmiş tir. Öğretmenin  kutsallığı  Cebrail aleyhi selamdan   intikal etmiştir .Adem aleyhi selem dan  başlayan  bütün peygamberler  aynı zamanda  öğretmendirler. Öğrendiği ilmi  öğretmeyen  yani öğretmenliği  hiçe sayan , öğretmekten kaçınanlara;  ‘’Kime bir ilim sorulunca o bunu gizlerse  Cenabıhak kıyamet günü ona  ateşten bir gem vurur.’’  Hadis’ de  öğretmenliği küçük gören  kişinin ahirete ki  sonu  anlatılmaktadır.                                                                                                                                Dördüncü halife  Allah’ın Aslanı ,İlmin kapısı Hazreti Ali.( Allah ondan razı olsun.)  Öğretmenliğin  önemini şu veciz sözüyle ‘’Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’’ demiştir. Bu sözden başka  söz söylemeye gerek yoktur                                                                                                                                                           .         Okula başladığım  ilk günüm.  Çakır oğlu köyünden Karkamış ilk okuluna yeni kayıt olmuştum. Isınamamıştım okula.   1954 -1955  öğretim yılı. . Birinci sınıfta   okurken ,  Öğretmenim MEHMET GÜL  hocamın  dikkat tını  çekmiş olmalıyım ki ,her teneffüs te  elimden tutarak , bahçede gezdirmesini, hele içli köfte getirip bana verip yememi , sıcak davranışını.. HİÇ UNUTAMAM.. Şayet   Öğretmenimin  bana  gösterdiği  ilgi   olmasaydı  inanın okuyamazdım.                                                                             AYNI OKULDA ÜÇÜNSÜ SINIFTA.. .İSMİNİ DEĞİL SURATINI BİLE  ANIMSAMAK İSTEMEDİĞİM ADI ÖĞRETMEN VARDI. O DÖNEM YAŞAYANLAR  BİLİR . KİTAP ALAMAZDIK. BİR ÜST SINIFA GEÇMİŞ TANIDIKLARIN KİTAPLARINI OKURDUK. KİTAPLAR  DEĞİŞMİŞ , AYNI KITAP, AYNI YAZAR DERS KITABI. BENİMLE BİRLİKTE BEŞ ARKADAŞI  ÜÇÜ KIZ, İKİ ERKEK , TAHTAYA KALDIRDI. BİR KİŞİ HARİÇ DÖRT KİŞİYİ YANLİŞ OKUDUĞUMUZDAN (Kitapta ki cümleler değişmişti) TAHTADA SIRA DAYAĞINA ÇEKTİ. ELLİLİK  TAHTA CETVELE AVUÇ İÇİNE YURMAYA BAŞLADI. BANA GELİNCE CETVELİN KENARI İLE VURDU. CANIM ACIDI .KITABI FIRLATARAK, KÜFREDEREK ,OKULDAN KAÇTIM. O YIL OKULA GİTMEDİM.BUNU UNUTMAM..                                                                                                                                                             YIL 1967Gaziantep  lisesi fen edebiyat bölümü son sınıf…Felsefeden  bir yıl kaybım oldu .Bitirme imtihanın da yedi puan almıştım. Dersin hocası yazılı kağıdı not verdikten sonra yazılı kağıdın sağ üst köşesindeki kapalı kısmı açması ile ; oturduğu yerden bir fırlamış ki, öğretmenler odasında ; OLAMAAAZ!.. Diye bağırmış .İsmimin alerjisi olan Bu öğretmen de .. ALLAHSIZ  NAHİT . BUNU DA UNUTMAM..                                                                                                                                                            1969-1970 yılı Araban da  yaptığım  vekil öğretmenlik  sırasında ,  sınıfa  ilk  girdiğimde,  ön sırada oturan  bir öğrencinin,  korku ve endişe ile titrediğini  görünce, aklıma benim  okula başladığım o yıllar geldi ..   Yanına giderek  başını okşamam  o öğrencinin  korkusunu daha sonra  gidermesi  ve sınıfın  en çalışkan çocuğu olmasına sebep olmuştu.                                                                                    Öğretmenlerinin , Öğrencileri  ile  yakın ve samimi  candan davranmaları,  öğretmenliğin  kutsallığının  ispatına gerek kalmayacaktır.                                                                                                                              Öğretmenliğin kutsallığını bilen tüm elleri öpülesi öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlar; Abraham Lincol un oğlunun öğretmenine yazdığı mektubu okumalarını önerir, esenlik sağlık dilerim.

BENDEN SÖYLEMESİ

  DAVUT DEMİRKAN