Gök: “Vatanımız ve milletimiz, izzet ve şerefimiz gibi mukaddes bildiğimiz ailemize ve evlatlarımıza ne olursa olsun sahip çıkmaya devam edeceğiz”

Gaziantep Gönüllü Kuruluşları adına Memur-Sen/Eğitim-Bir-Sen Gaziantep İl Başkanı Ahmet Gök, “Biz Gaziantep Gönüllü Kuruluşları, 1000 yıl İslam’ın sancaktarlığını yapmış ve yetmiş iki milleti bir arada huzur içinde yaşatmış büyük bir medeniyetin varisleri olarak,  ailemizi, neslimizi, ahlak ve maneviyatımızı, birlik ve beraberliğimizi bozmayı hedefleyen, kökü ister içerde, ister dışarıda olsun, adı ister parti, ister dernek, isterse vakıf olsun, tüm şer odaklarıyla, Din – Dil – Irk – Mezhep – Siyasi Görüş – ideoloji fark etmeksizin birlik ve beraberlik içinde mücadele etmeye vatanımız ve milletimiz, izzet ve şerefimiz gibi mukaddes bildiğimiz ailemize ve evlatlarımıza ne olursa olsun sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.

Başkan Ahmet Gök, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Tüm Yetkilileri de üzerlerine düşeni yapmaya, ülkemizi ve dünyayı saran tehlikenin farkında olan ve dünyaya “uyanın” diye haykıran Anadolu’nun ferasetli halkından yükselen bu sesi duyup taleplerimizi yerine getirmeye davet ediyoruz.

Biz bugün burada Anadolu’nun vatan, millet ve ümmet sevdalısı Gönüllü Kuruluşları olarak LGBT propaganda ve dayatmalarına karşı farkındalık oluşturmak, ailemize, gençliğimize ve çocuklarımıza yapılan ve yapılacak her türlü sapkın saldırıya karşı, Din – Dil – Irk – Mezhep – Siyasi Görüş – ideoloji fark etmeksizin bir olduğumuzu, beraber olduğumuzu ve dimdik ayakta olduğumuzu haykırmak için toplandık.

Bizler bugün gençlerimizin ahlâkını, ailemizin dinî ve geleneksel kodlarını bozmak için her türlü yolu meşru gören bozuk zihniyete dur demek için bir araya geldik.

Bugün Dünyanın başına bela olan sapkın LGBT hareketlerinin uluslararası üst akıl tarafından desteklendiği ortadadır.

Bu sapkın lobinin desteğini almak isteyen birçok şirket, siyasetçi ve aynı şer odaklarının taşeronluğunu üstlenmiş bazı sözde sivil toplum örgütleri bu üst aklın tüm emirlerini yerine getirmektedir. Bazı siyasetçiler bu odaklardan ve lobilerden ekonomik ve siyasi destek almak için iktidara geldiklerinde onların istedikleri tüm yasal düzenlemeleri yapacaklarını vaat etmektedirler. Zaten sosyal medya başta olmak üzere tüm medya üst akıl tarafından sapkın Lobinin emrine verilmiş durumdadır. Aileyi bozmaya yönelik Diziler, Halk arasında Kadın programları adıyla bilinen ifsad programları ve internet sitelerinde ve sinema portallarında yayınlanan filmler ve hatta masum yavrularımızın izlediği bazı çizgi filmler ve programlar adeta cinsiyetsiz toplum oluşturmayı hedefleyen sapkın lobi tarafından hazırlanıp ortaya konmaktadır.

İstanbul Sözleşmesi, CEDAW ve Lanzorante Anlaşması gibi eşcinselliği meşrulaştırmayı hedefleyen bazı sözleşmelerin gerçek amacı, insanlık fıtratını kaybetmemiş onurlu insanlar tarafından deşifre edilince, bu sapkın lobi ve onların uşakları nefretle saldırıya geçtiler. Meydanlarda bedenlerini hayasızca sergilediler ve toplumu bozmak için her türlü onursuzluğa imza attılar. Gösterilerinde ağıza alınmayacak seviyesiz sloganlar ve pankartlarla açıkça inancımıza, kültürümüze, gelenek ve göreneklerimize kısacası bizi biz yapan tüm değerlerimize saldırarak Müslüman Anadolu insanının sinir uçlarıyla oynadılar.

Toplumsal cinsiyet adıyla cinsiyetsiz bir toplum kurmaya çalışan küresel üst akıl, bugün de toplumsal fırsat eşitliği gibi kulağa hoş gelen isimlerle sapkın düşünce ve emellerini kamufle etmeye çalışmakta, ailemizi ve çocuklarımızı hedef almaktadır. Bizler bugün Gazişehrin evlatları olarak 6317 şehidimizin aziz hatıralarının önünde tüm bu şer odaklarına sesleniyoruz:

Ailemizi de evlatlarımızı da size yem etmeyeceğiz.

Kitab-ı Kerim’de yüce Allah cc. şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Sizi bir erkek ve bir kadından yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız O’na karşı itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır.” (Hucurat:13) Cinsiyet bizler için sapıklık ve alçaklık aracı değil, tanışma ve takvaya ulaşma vesilesidir. Kadın ve erkek de birbirine rakip değil refiktir.

Son 50 yılda dünya genelinde 70 milyona yakın insanı “size özgürlük ve demokrasi getiriyoruz” diyerek katleden zihniyet bugün de ailemizi ve çocuklarımızı elimizden almak için “toplumsal cinsiyet eşitliği” “toplumsal cinsiyet adaleti” gibi süslü ifadeler kullanmaktadır.

Kirli emelleriyle insanlığı, aileleri, en önemlisi de masum çocukları zehirleyen ve bunu ‘‘özgürlük’’ “eşitlik” “adalet” benzeri süslü kelimelerle dünyanın tüm uluslarına empoze etmeye çalışan şer odaklarına dur demek, hiç olmazsa bu konuda farkındalık oluşturmak onurlu her insanın görevidir.

Süslü yalanlarla, parayla, sinemayla, sanatla, medyayla ve kulağa hoş gelen bir çok söylemle bizi bir kez daha aldatmaya çalışan gerçekte ise “Yaşlı dünya bu kadar nüfusu kaldırmıyor” diyen ve dünya nüfusunu azaltmak için fıtratı bozup, cinsiyeti ortadan kaldırmaya çalışan üstüncü şer odaklarına

Dünyanın tüm onurlu insanları adına sesleniyoruz: Artık masum dünyamızın ve insanlığın yakasından düşün. Türkiye’mizin ferasetli toplumu tarafından sobelendiniz.

Evet

Tek dünya devleti tek dünya vatandaşı tek dünya cinsiyeti gibi düşünceleri hayata geçirmek isteyen gizli dünya devletinin gizli yöneticileri ve onların gönüllü ya da şuursuz uşaklığını yapan şer hizmetkarlarına sesleniyoruz: artık sizi tanıyoruz, deşifre oldunuz.

Sizi toplumsal cinsiyet övgülerinizle tanıyoruz.

Sizi ailesine ve nesline sahip çıkan gerçek onurlu insanlara nefret söylemi yakıştırmanızla tanıyoruz.

Sizi LGBT komisyonları kurmanızla tanıyoruz…

Sizi Soros’dan, Rothschil’den ve benzerlerinden beslenmenizle tanıyoruz…

Sizi Siyonizme ve Emperyalizme uşaklık edişinizle tanıyoruz…

Artık yalanlarınıza karnımız tok. Artık bizi kandıramayacak, bizi bozamayacak, sımsıkı sarıldığımız ailemizi ve çocuklarımızı elimizden alamayacaksınız.

Şehrimizden, ülkemizden ve dünyamızdan defolup gideceksiniz.

Şer odaklarından kaynaklı bu tehlikelerin farkına varan Polonya, Bulgaristan, Macaristan, İngiltere, Ermenistan ve Ukrayna gibi ülkeler İstanbul sözleşmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ideolojik bir saldırı olarak görüp tüm bu sözleşmeleri ve sözleşmelerden kaynaklı yasaları ya hiç uygulamadılar ya da geri çekildiler. Son olarak Rusya devlet başkanı Putin LGBT benzeri çalışmaların ve lobilerin ülkenin toplumsal yapısına yıkıcı zarar verdiği için yasal düzenlemelerle gereğinin yapılacağını ilan etti. Toplumun köküne dinamit koyan bu tür sözleşmeler ve yasalar ile ilgili ülkemizde de yetkililer tarafından gereği yapılmalıdır. İstanbul Sözleşmesinin iptal edilmesi bu bağlamda önemli bir adımdır ancak sözleşmenin gereği olarak çıkarılmış olan ve adeta aileyi yıkmayı hedefleyen 6284 sayılı yasa ve benzeri yasalar hala yürürlüktedir.

Gezi olaylarını organize eden zihniyet neyse, 6 – 8 Ekim olaylarının arkasındaki güçler kimse, 15 Temmuz hain darbe girişiminin plancıları, uygulayıcıları ve destekçileri hangi odaklarsa; ülkemizde LGBT lobisini yürüten, ailemizi ve çocuklarımızı elimizden almaya çalışan şer odakları da aynıdır. Yöneticilerimiz artık bunun farkına varmalı, bu hususta halkın talebini dikkate almalı ve bir an önce bu ve benzeri şer odaklarına gerekli cevap verilmelidir.  Türkiye’mizin toplumu, dinine, diyanetine, gelenek ve göreneklerine bağlı, mütedeyyin bir toplumdur. Bunu bozmaya ve aile yapımızı yıkmaya yönelik yasalar tekrar gözden geçirilmeli, ailemizi ve çocuklarımızı her türlü tehlikeden koruyacak, toplumun benimseyeceği, özümseyeceği, aile ve nesil emniyetini sağlayacak fıtrata uygun yasal ve anayasal düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır.

Ayrıca bu lobileri fonlayan uluslararası vakıflarla ve ülkemizdeki uzantıları ilgili gerekli tedbirler derhal alınmalıdır.

Ailemize, gençlerimize ve çocuklarımıza dizilerde, filmlerde, yarışma programlarında, hatta çizgi filmlerde kısacası her türlü medya organında sapkın LGBT bireyleri izlettirilip sapkınlık meşrulaştırılırken RTÜK bunları seyretmemeli, gereğini yapmalıdır.

Evlatlarımızı emanet ettiğimiz eğitim kurumları, küresel güçlerin finanse ettiği, cinsiyetsiz, ailesiz, sapkın zihniyetin “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği veya Toplumsal cinsiyet adaleti” gibi isimlerle süslenip körpe beyinlere yerleştirildiği yerler olmamalıdır.

Gözümüzden bile esirgediğimiz çocuklarımızı teslim ettiğimiz Milli Eğitim Bakanlığı, Milli ve manevi değerlerimizi önceleyen, bizi biz yapan kendi değerlerimizle bezenmiş yerli ve milli bir müfredatı derhal hazırlamalıdır.

Biz Gaziantep Gönüllü Kuruluşları, 1000 yıl İslam’ın sancaktarlığını yapmış ve yetmiş iki milleti bir arada huzur içinde yaşatmış büyük bir medeniyetin varisleri olarak,  ailemizi, neslimizi, ahlak ve maneviyatımızı, birlik ve beraberliğimizi bozmayı hedefleyen, kökü ister içerde, ister dışarıda olsun, adı ister parti, ister dernek, isterse vakıf olsun, tüm şer odaklarıyla, Din – Dil – Irk – Mezhep – Siyasi Görüş – ideoloji fark etmeksizin birlik ve beraberlik içinde mücadele etmeye vatanımız ve milletimiz, izzet ve şerefimiz gibi mukaddes bildiğimiz ailemize ve evlatlarımıza ne olursa olsun sahip çıkmaya devam edeceğiz. Tüm Yetkilileri de üzerlerine düşeni yapmaya, ülkemizi ve dünyayı saran tehlikenin farkında olan ve dünyaya “uyanın” diye haykıran Anadolu’nun ferasetli halkından yükselen bu sesi duyup taleplerimizi yerine getirmeye davet ediyoruz” dedi.