İnsan olmanın özelliği, yaratılışından var olan öğretmek ve öğrenmek ten geçer. İnsan mesuliyet sorumluluğunda yaratılmıştır. İnsanlığın kurtuluş rehberi olan Kur’ an i kerim de Rab il Alemin olan Allah; Okuma yazmanın öğrenmesi için Son Peygamber , Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi selem e Meleklerden Cebrail vasıtasiyla, Okuma ve yazmayı öğretmiş tir. Öğretmenin kutsallığı Cebrail aleyhi selamdan intikal etmiştir .Adem aleyhi selem dan başlayan bütün peygamberler aynı zamanda öğretmendirler. Öğrendiği ilmi öğretmeyen yani öğretmenliği hiçe sayan…
Kendimiz ettik kendimiz bulduk!…
Corona virüs salgınının etkisi altına aldığı şu günlerde Gaziantep corona virüsün ilk çıktığı sıralar güvenli liman halinde seyrederken şimdi ise en tehlikeli illerden birisi olmuştur. Pandemi haritasında kırmızıya boyanmış şekilde yer alan Gaziantep, bu hale gelmesinin temel sebebi ise vatandaşlarımızın sosyal mesafe kurallarına uymayarak ve maske zorunluluğunu umursamaması üzerine bir de bunların üzerine düğün, nişan ve akraba ziyaretlerinden dolayı corona virüs yani Kovid-19 Gaziantep’te tavan yapmıştır. Şu an hastanelerin yoğun bakımlarını bırakın servislerinde bile yer kalmamıştır. Bunun başlıca ve temel sebebi vurdum duymaz vatandaşlarımızın olmasıdır.
Konuyla ilgili olarak da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Gaziantep’te vaka sayısı şu anda pik yapmıştır, yeni yapılan tespitler sonucunda Bakan Koca, 1500 pozitif vakanın olduğunu söylemiştir.
Bununla ilgili vatandaşlarımızla yaptığımız görüş sonrasında şunları söylediler:
Pandemi nedeniyle birçok insanın ekonomik sıkıntı yaşadığını belirten müzisyen Mikail Taşkıran ise, “Tedbirler nedeniyle restoranlar falan kapanıyor, oradaki bazı çalışanların sigortası bile yok. Lokantalar kapalı olursa bu insanlar nasıl geçinecekler. Ben bir müzisyenim, 6-7 aydır çalışmıyorum. Cebime 1 lira para girmemiş. Peki, ben nasıl geçineceğim. Hastaneler salgın nedeniyle dolmuş durumda. Bu durum artık bizi tedirgin ediyor. Gün geçtikçe daha da kötüye gidiyor. Sadece salgın değil, ekonomik anlamda da kötüye gidiyoruz. Aylardır iş güç yok, açlıktan ölüyoruz’’ diye konuştu.
“Virüsü çok zor atlattım’’
Kısıtlamaların yeterli olmadığını belrten Hidayet Göcek, “Çarşılardaki kafe ve restoranların kapanması yerinde bir karar bence. Ama tedbirlerin biraz daha arttırılması gerekiyor. Çünkü dışarıda inanılmaz bir kalabalık var. Ben de koronavirüse yakalanmıştım, bir hafta önce atlattım. Ama hala tedirgin oluyoruz. Ben virüs sürecini çok zor bir şekilde atlattım. Virüse yakalanmadan önceki son bir hafta maske takmamıştım. Ondan dolayı virüsü kaptım, bir daha da kesinlikle çıkarmam maskemi’’ dedi.
Kurallara uyulmadığını belirten Halil Sağır, “Maske kuralına uyuyoruz ama mesafe kuralına uymuyoruz. Temas ediyoruz. Zaten maskeler de çok iyi korumuyor. Bazen bir mahalleye giriyoruz, birçok kapıda Covid-19 vakası olduğu yazısı asılı. Kurallara uymuyoruz, bilinçli değiliz. Düşünün virüse yakalanınca sonu ölümle de bitebiliyor. Ya da çevremizdeki birinci dereceden insanlara bulaştırabiliyoruz. Ama bakıyorsunuz, kişi Corona olmuş ama işe geliyor ya da insanların arasına karışıyor’’ şeklinde konuştu.
İnsanların virüsü ciddiye almadıklarını ifade eden Remzi Aksu, “Biz halk olarak biraz cesaretliyiz herhalde. İnsanlar virüsü şaka gibi mi görüyorlar anlamıyorum. Tabi buna cesaret mi demek daha doğru olur, cehalet mi bilemem. Antep’te kalabalık hiç bitmiyor. Normalde çıkmamamız lazım ama biz de çıktık’’ dedi.
“Antep’te yoğun bakımlarda yer yok’’
Yasağın göstermelik olduğunu savunan Ahmet Yılmaz ise, “Sadece lokantalar ve kahveleri kapatmakla sorun çözülmez. Aslında 14 günlük bir yasakla bulaş hızı biraz daha azaltılabilir ama bunun için ekonominin biraz daha iyi olması gerekiyor. Öyle bir durumda piyasada canlı para devir daimi olmayacak. Halkın durumu da ortada zaten. Ben de bir sağlıkçıyım. Antep’te hastanelerde ve yoğun bakımlarda yer yok. Benim annem beyin kanaması geçirdi, 8 saat boyunca hiçbir hastanenin yoğun bakımında yer bulamadık’’ diye konuştu. Virüsü ailesine bulaştırmaktan korktuğunu belirten Özgül Evlek ise “Koronavirüsün var olduğunu kabul etmeyen insanlar var. Kişi hastalığı yaşamış atlatmış halen ‘Korona Amerikalıların oyunu, Çinlilerin oyunu’ diyen zihniyetteki insanlar var. Bu durum beni çok tedirgin ediyor. Benim anneannem var, eşim var, ailem var. Artık kendi sağlığımızı geçtik çevremizdeki insanlara zarar vereceğiz diye korkuyoruz. Herkese yasak olmalı, sadece fabrikalar çalışsa yeter’’ ifadelerini kullandı.