İnsan olmanın özelliği, yaratılışından var olan öğretmek ve öğrenmek ten geçer. İnsan mesuliyet sorumluluğunda yaratılmıştır. İnsanlığın kurtuluş rehberi olan Kur’ an i kerim de Rab il Alemin olan Allah; Okuma yazmanın öğrenmesi için Son Peygamber , Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi selem e Meleklerden Cebrail vasıtasiyla, Okuma ve yazmayı öğretmiş tir. Öğretmenin kutsallığı Cebrail aleyhi selamdan intikal etmiştir .Adem aleyhi selem dan başlayan bütün peygamberler aynı zamanda öğretmendirler. Öğrendiği ilmi öğretmeyen yani öğretmenliği hiçe sayan…
Ankara’ya karşı tek ses olduk
Sanko Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Gaziantep’te 30 yıldır ortak aklın devrede olduğunu bundan dolayı Gaziantep’in her alanda başarılı olduğunu savundu. Konukoğlu, “Kendi aramızda tartıştık ama dışarıya karşı ve özellikle Ankara’ya karşı tek ses olduk. İstediğimizi alırken güçlendik” dedi. Konukoğlu, Gaziantep’in birçok alandaki başarısını şu sözlerle açıkladı: “Gaziantep’te validen milletvekillerine, yerel yönetimlerden sivil toplum kuruluşlarına kadar herkesin katılımı ile yaklaşık 30 yıldan beri ortak akıl anlayışını hakim kıldık ve başarıyla uyguladık. Tek ses olduk. Kendi aramızda tartıştık ama dışarıya karşı ve özellikle Ankara’ya karşı tek ses olduk. İstediğimizi alırken güçlendik. Sivil toplum kuruluşları ve kent gönüllüleri ele ele verdiklerinde kentlerin daha yaşanabilir olmalarını sağlarlar. Gaziantep’te bunu sağlıyoruz, bunu içim çalışıyoruz. Bu kentte yaşayan herkes her platformda bu amaç için çaba gösteriyor.”
O DEFTER KAPANDI
Sanko Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, pandemi süreci ve sonrasına önemli tavsiyelerde bulundu. Artık hiçbir şeyin pandemi öncesi gibi olmayacağını söyleyen Konukoğlu, “Artık eskiye dönüşü unutmalıyız. O defter kapandı. Normalleşme süreci denilince kimsenin aklına pandemi öncesi dönem gelmemeli” dedi. Konukoğlu, katıldığı bir programda dünya rekabetinde Türkiye’nin stratejik öneminin büyük avantaj sağladığını ifade ederek, “Adeta doğu ve batının ortasında bulunan coğrafi konumu, pazarlara yakınlık ve pazarlara ulaşımda önemli avantajdır. Ayrıca genç nüfusu ve girişimciliği Türkiye’nin güçlü yanlarını oluşturuyor. Güçsüz yanı ne derseniz, öncelikle sorunlu komşu ülkelerimiz ve bunları etkisi ile politika belirleyen ülkelerin tutumudur. “
HER KRİZİN FIRSATI DA BERABERİNDE GETİRDİĞİ BİR GERÇEKTİR
Pandemi döneminde birçok şirketin e-ihracat ve e-ithalat akışlarını arttıracak ve hızlandıracak yatırımlara yöneldiğini dile getiren Konukoğlu, şöyle konuştu: “Pandemiyle birlikte hayatımıza birçok yeni kavram girdi. Dünya genelinde alınan önlemler, uluslararası ticareti de yeniden şekillendirip dijital ortama taşıyor. Her krizin fırsatı da beraberinde getirdiği bir gerçektir. Şirketler kriz dönemlerinde yeni arayışlara girer. Kurumsal kaynak planlaması, riskleri ve avantajları doğru tespit edilmiş Pazar araştırması, inovasyon ve tecrübe önemlidir. Tabii tüm bunları yaparken güçlü altyapının yanı sıra profesyonellerden oluşan, hızlı kararlar alan yönetime sahip olmalısınız.
İYİ OKUYABİLENLER UMDUĞUNDAN FAZLA VE HIZLI BÜYÜYECEK
Değişim ve dönüşüm dönemlerini iyi okuyabilenler umduğundan fazla ve hızlı büyüyecek. Okuyamayanlar hesapladığından fazla ve hızlı küçülecek. Zaman, krizi fırsata çevirmek için girişimcilere özgü becerileri daha fazla kullanma zamanıdır. Anadolu’daki yatırımcılar şimdiye kadar yerel üretim koşullarını iyi kullanarak dünya pazarlarına açılmışlardı. Artık müşterilerinin yani insanların davranış ve beklentilerini daha fazla dikkate alacakları saha araştırmalarına da ağırlık vermek zorunda kalacaklar.
TEKNOLOJİNİN NİMETLERİNDEN DAHA FAZLA YARARLANMAMIZ GEREKİYOR
Artık eski alışkanlıklardan vazgeçip teknolojinin nimetlerinden daha fazla yararlanmamız gerekiyor. Pandemi ile dünya öngöremediği bir kriz ile karşı karşıya kaldı ve dijital dönüşümün önemini kavradı. Artık eskiye dönüşü unutmalıyız. O defter kapandı. Normalleşme süreci denilince kimsenin aklına pandemi öncesi dönem gelmemeli.
YENİ NORMAL MAKRO EKONOMİK AÇIDAN DA ÖNEMLİ DEĞİŞİMLERE YOL AÇABİLİR
Uzaktan eğitim, eskiden anormaldi, şimdi normal oldu. E-ticaret üzerinden alışveriş uzak bir hedef iken; birkaç haftada belki de 5-10 yıllık yol alındı ve güçlü e-ticaret yeni normal oldu. Yeni normal makro ekonomik açıdan da önemli değişimlere yol açabilir. Yeni normal, milli gelir bileşenlerinde köklü değişimlere sebep olabilir. Milli gelir yapısında bilişim, sağlık, lojistik gibi sektörlerin hızlı yükselişine şahit olabiliriz.
TÜRKİYE HAMLE YAPMALI
Konukoğlu, yeni dönemde Türkiye’nin emek yoğun sektörlerden dolayı şanslı olduğunu belirterek, şu öneride bulundu: “Çin’den dünyaya yayılan koronavirüs, tüm piyasaları derinden etkiledi. Gelişmiş ülkeler sadece ucuz olduğu için satın almaları Çin’den yapmanın sakıncalarını gördü. İleride benzer sorunlarla karşılaşmamak için mutlaka tedarikçilerini farklı ülkelerden seçecekler. Türkiye’nin şu anda en önemli şansı emek yoğun sektörlerde görülüyor. Türkiye, kamu ve özel sektör dayanışması ile bu konuda strateji belirleyip hamle yapmalıdır.”
BİRÇOK SİPARİŞ TÜRKİYE’YE YÖNELDİ
Avrupa’ya coğrafi yakınlığından dolayı pandemi döneminde birçok siparişin Türkiye’ye yöneldiğini söyleyen Konukoğlu, şunları kaydetti: “Avrupa’ya coğrafi yakınlığımız, genç ve dinamik nüfusumuz ile üretim alanlarındaki yeteneğimiz sayesinde birçok sipariş Türkiye’ye yöneldi. Başta tekstil olmak üzere birçok alanda üretim alanında büyük fırsatlar doğacak. Çin, ihracatının yüzde 30’unu içinde bulunduğumuz bölgeye yapıyor. Yüzde 30’un önemli kısmını Türkiye alır ve almalı. Önümüzdeki 2-3 yıl içinde bu payı alacağımıza inanıyorum.
PANDEMİNİN ETKİSİ EN 2 YIL HAYATIMIZDA KALACAK
Pandeminin etkileri en az 2 yıl hayatımızda kalacak gibi. Dünya ticareti normale dönene kadar köprülerin altından çok sular geçecek. Nakit çok kıymetli olacak, planlaması çok iyi yapılmalı. Pandemi sonrasında, kişilerin günlük yaşam şekli ve alışkanlıkları değişecek ve gıda, lojistik, sağlık ürünleri öne çıkacak. Ambalaj, sağlık yatırımları, lojistik ve gıda sektörleri ön plana çıkacak.”
YÜKTE HAFİF, PAHADA AĞIR ÜRETİM YAPMALIYIZ
“Yükte hafif, pahada ağır üretim yapmalıyız” diyen Konukoğlu, şöyle devam etti: “Katma değeri yüksek üretime yönelmemiz gerekiyor. Yükte hafif, pahada ağır üretim yapmalıyız. Bunu da Ar-Ge ve Ür-Ge harcamalarını artırarak, inovatif yatırımları yaparak sağlayabiliriz. Kurlardaki dalgalanma nedeniyle bugün yaşadığımız düşüşe rağmen, geçmiş yıllara göre bu alanda daha iyi durumda olduğumuzu söyleyebiliriz.”
ANKARA’YA KARŞI TEK SES OLDUK
Konukoğlu, Gaziantep’in birçok alandaki başarısını ise şu sözlerle açıkladı: “Gaziantep’te validen milletvekillerine, yerel yönetimlerden sivil toplum kuruluşlarına kadar herkesin katılımı ile yaklaşık 30 yıldan beri ortak akıl anlayışını hakim kıldık ve başarıyla uyguladık. Tek ses olduk. Kendi aramızda tartıştık ama dışarıya karşı ve özellikle Ankara’ya karşı tek ses olduk. İstediğimizi alırken güçlendik. Sivil toplum kuruluşları ve kent gönüllüleri ele ele verdiklerinde kentlerin daha yaşanabilir olmalarını sağlarlar. Gaziantep’te bunu sağlıyoruz, bunu içim çalışıyoruz. Bu kentte yaşayan herkes her platformda bu amaç için çaba gösteriyor.
GAZİANTEP’İN BAŞARISI NE OLDU?
Gaziantep, bilinçli sanayileşme ve istikrarlı büyüme süreci yaşadı. Bunda Gaziantepli sanayicilerin yatırımlarını Gaziantep’te yapmaları kadar, şirket merkezlerini başka illere taşımamalarının da çok büyük payı bulunuyor. Şirketlerin merkezlerini İstanbul veya diğer büyük illere taşırsa, o şirketleri var eden kentler bir anlamda yalnız ve sahipsiz kalır. Bu da üretim, istihdam ve toplumsal dayanışmanın zayıflamasına neden olur. Ülke genelinde gelir dağılımı adil gerçekleşmez.
DÜNYA DA TÜRKİYE, TÜRKİYE’DE GAZİANTEP
Sanko’da yatırım planlaması yaparken yol haritamız “Dünya Türkiye, Türkiye’de Gaziantep”tir. Eğer bir yatırım Gaziantep’te yapılamıyorsa, çevre illere bakarız. Oralarda da olmuyorsa Türkiye’ye bakarız. Gaziantepli yurt dışında öğrenim görse bile her koşulda döner, kentine kakı sunmayı amaçlar.”
AİLE ŞİRKETLERİNE ÖNEMLİ TAVSİYELER
Konukoğlu, aile şirketlerine ise şu tavsiyede bulundu: “ 1990’lı yılların sonlarına doğru, 50 yalındayken karar aldım, “15 yıl sonra 65 yaşında Yönetim Kurulu Başkanlı görevinden ayrılacağım” dedim. Kardeşlerim görevimi sürdürmemi ısrarla istedi. Holdingin ve ailenin dinamizmi açısından yararlı olacağına inandığım için kararımdan vazgeçmedim. 2014 yılında Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın yanı sıra, Gaziantep Sanayi Odası Meclis Başkanlığı’ndan da ayrıldım. Kararım Konukoğlu ailesi olarak çok önemli bir yol haritası oldu. Artık görevi üstlenen 65 yaşında geldiğinde görevi bırakacağını biliyor.
KOLTUK VEFAT İLE EL DEĞİŞTİRİLMEMELİ
Benden sonra görevi devralan kardeşim Zeki Konukoğlu, 2020 yılında 65 yaşını tamamladığında dolayı görevden ayrıldı ve yerine kardeşim Adil Sani Konukoğlu Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlendi. Şimdi 59 yaşında olan Adil Bey de görevini inşallah 65 yaşında devredecek. Aile işletmelerinde “ölene kadar anahtar cebimde olacak” gibi bir anlayış var. Bu anlayış bırakılmalı. Görevi devredip işleyişi dışarıdan izlemek gerekir. Gerektiğinde müdahale edebilirsiniz. Böylece işletme körlüğünden de kurtulursunuz. Bunun sonraki kuşakların yetişmesine de faydası olur. Gençlerin önünü açmak gerekir. Koltuk vefat ile el değiştirilmemeli.”