İnsan olmanın özelliği, yaratılışından var olan öğretmek ve öğrenmek ten geçer. İnsan mesuliyet sorumluluğunda yaratılmıştır. İnsanlığın kurtuluş rehberi olan Kur’ an i kerim de Rab il Alemin olan Allah; Okuma yazmanın öğrenmesi için Son Peygamber , Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi selem e Meleklerden Cebrail vasıtasiyla, Okuma ve yazmayı öğretmiş tir. Öğretmenin kutsallığı Cebrail aleyhi selamdan intikal etmiştir .Adem aleyhi selem dan başlayan bütün peygamberler aynı zamanda öğretmendirler. Öğrendiği ilmi öğretmeyen yani öğretmenliği hiçe sayan…
Bu miras ilk ve milli
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde hazırlanan AB-Türkiye Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü Projesi, başlatıldı. Restore edilerek enstitüye dönüştürülecek Tarihi Kendirli Kilisesi, Türkiye’nin ilk milli arkeoloji ve kültürel miras niteliğini taşıyacak. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, tarihiyle, kültürüyle, arkeolojisiyle yükselen Gaziantep’e, Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’nün çok yakışacağını söyledi.
KENDİRLİ KİLİSESİ’Nİ GEZDİLER
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne adaylık sürecinde Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı II (IPA II) kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı liderliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ortaklığıyla 2014 programına sunulan AB-Türkiye Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü Projesi, uygulamaya alındı. Proje kapsamında restore edilerek Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’ne dönüştürülecek olan tarihi Kendirli Kilisesi gezildi.
KAYMAKÇI: AB PROJELERİ UZUN SOLUKLU PROJELER
Şirehan Otel’de gerçekleştirilen bilgilendirme programının açışında konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı, AB projelerinin uzun soluklu projeler olduğunu söyleyerek, Anadolu’nun bir kültür beşiği olduğunu belirtti.
Anadolu’dan söz ederken Şanlıurfa Göbeklitepe ve Gaziantep’ten bahsetmeden geçilemeyeceğini aktaran Kaymakçı, aslında Türkiye’nin Avrupa’yı tarım alanlarıyla besleyen bir ülke olmadığını kaydetti.
Türkiye’nin dış politikasıyla, güvenliğiyle, sanayisiyle, enerji kaynaklarıyla ve yetişmiş insan kaynaklarıyla Avrupa’yı güçlendirecek bir ülke olduğunu dile getiren Faruk Kaymakçı, “Bu bağlamda AB sürecimizi önemsiyoruz. Buradaki hedefimiz de tam üyelik. Bunlar AB üyeliğine tam üyelik çerçevesi öncesinde aldığımız kaynaklar. Bugün aldığımız kaynak yaklaşık 8.2 milyon avrodur. Bunun 7.5 milyon avrosu AB hibesi olarak geliyor. Tabi burada belediyemizin ve kültür bakanlığımızın da önemli katkıları var” diye konuştu.
AB üyeliğinin zor bir dönemden geçtiğini belirten Kaymakçı, bu dönemde AB’nin göç krizi, terör, güvenlik, işsizlik ve aşırı sağın yükselişi gibi etkenlerin olduğunu bildirdi.
Tüm bunlara rağmen AB–Türkiye ilişkilerinin hala çok sağlam olduğunu söyleyen Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı, Gaziantep’in hibe fonlarından iyi yararlanan bir kent olduğunu bu noktada valilik ve belediye yetkililerine teşekkür etti.
DURSUN: BU PROJE ÇOK ÖNEMLİ
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Haluk Dursun, bakanlık açısından önemli bir gün olduğunu kaydetti.
Dursun, “Türkiye genelinde arkeolojik 203 çalışma var. Yerüstü ve yeraltı arkeolojik bulgular bakımından çok önemli bir ülkeyiz. Bunun farkındayız. Karkamış kazısının çeşitli birimlerle görüşerek bu bahardan itibaren kurulmasının ve alanın yönetiminin kontrollü olmak şartıyla sürdürülmesinin kesilmemesini ve çok uzun dönem bir kazıdır, bilim adamları bunun farkındadırlar. Bu çalışmayı devamlı bir şekilde sürdürme kararı aldık. Ve önümüzde ki dönem yapılacak 2 sergiyle kazandırılacak. Anadolu medeniyeti açısından Karkamış ve diğer kazılarla beraber kültür köprüsünün en önemli parçalarıdır. Gaziantep bugün buradaki öncülü liderliği çok açık. Bu proje çok önemli, projeyle araştırma enstitüsüyle kültürel bir mirasın içinde olduğu bu yapıyla bunun gelecek kuşaklara taşınacak” diye konuştu.
ŞAHİN: ANADOLU BÜYÜK BİR MİRAS
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise, kendileri için Anadolu’nun büyük bir miras olduğunu, bugün başlatılan AB-Türkiye Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’nün kent için çok önemli gördüklerini vurguladı.
GAZİANTEP, BİR KÜLTÜR ŞEHRİDİR
Şahin, “Artık zenginliğin para, altın ve petrol olmadığı bu dönemde zenginliğin kültürel miras olduğu anlaşılmıştır. Dünya’nın en önemli medeniyetlerin yaşadığı bir coğrafyadayız, burada ilk kez Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’nün kurulması tesadüf değil, emeği geçenlere çok teşekkür ediyoruz. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Christian Berger’le birlikte kültürel mirası geleceğe taşımak üzerine çok sayıda çalışmamız oldu. Gaziantep, bir kültür şehridir. Şehirler yarışında kültürel belediyecilik en önemli ana damarımızdır. Hitit medeniyetinin veliahtı olan Karkamış antik kenti, bu coğrafyadadır. Daha da önemlisi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültür’ demiştir. Atatürk, Karkamış Antik Kenti’nden, Hitit Medeniyetinden kalan 35 büyük eseri alıp Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesi’nin en güzel köşesine göndermiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk kez Antep’e geldiğinde Tarihi Kendirli Kilisesinin balkonunda halka seslendiği bu bina, Atatürk’ün bize bıraktığı en önemli mirasıdır. Biz bu projeyle aslında mirasımıza sahip çıkıyoruz. Bilim adamlarını, Türkiye’ye getirmek, Türkiye’deki bilim adamlarını da arkeolojik anlamda gelişmesini sağlayacak çok önemli bir projeyi başlatıyoruz. Avrupa’ya Gaziantep ve bölgenin kültürel mirasını göstermek istiyoruz. AB-Türkiye Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’nü hem vatandaşlarımıza hem de Avrupalı araştırmacılara açacağız. Bundan sonra Gaziantep’te arkeolojiyle ilgili çalışmaların derinleşmesini arzu ediyoruz. Aynı zamanda bu proje halklarımızı ve araştırmacılar arasında bir kaynaştırma projesidir” diye konuştu.
SÖYLEYECEK ÇOK SÖZÜMÜZ VAR
Göreve geldiği günden bu yana hanları ve hamamları restore ettiklerini aktaran Başkan Şahin, şöyle devam etti: “Gelenekten geleceğe yerelden evrensele söyleyecek çok sözümüz var. İpek yolunu kalkınma yoluna dönüştüren hanlarımız ve hamamlarımızdır. Burada büyük bir hazine var. Osmanlı döneminin zarafeti, Selçuklu döneminin tüm sadeliği, Cumhuriyet döneminin modernliğini bu şehirde görebiliyorsunuz.”
KARBON ANALİZLERİ ARTIK GAZİANTEP’TE YAPILACAK
Büyükşehir Belediyesi tarafından tarihi ve medeniyetleri anlatan 28 eser yayınladıklarını hatırlatan Başkan Şahin, “Bu tarih bizim, bu medeniyet bizim, bu coğrafya bizim, geleceğimizi bu değerler üzerine kuracağız. Tarihiyle, kültürüyle, arkeolojisiyle yükselen bir Gaziantep’e Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’nün çok yakışacak, proje kapsamında dünyanın en güzel arkeoloji kütüphanesini açacağız. Açacağımız laboratuvarlarda karbon analizleriyle zengin tarihi eserleri inceleyeceğiz. Yesemek gibi önemli tarihi mekanlara ait eserlerin karbon analizini yaptıramıyordum, artık Gaziantep’te yapılacak. Bu eserlerin hepsini açtığımız çocuk kütüphaneleriyle, açtığımız kurslarla medeniyetimizin kodlarını geleceğe taşıyoruz” dedi.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Christian Berger de AB-Türkiye Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü Projesinin ortak bir kültüre sahip çıkmayı amaçladığını söyledi.
Konuşmaların ardından “Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü Neden Gerekli?” konulu panel düzenlendi.
AB-TÜRKİYE ANADOLU ARKEOLOJİ VE KÜLTÜREL MİRAS ENSTİTÜSÜ PROJESİ
Ortak kültürel miras değerlerinin araştırılması, korunması, tanıtımı yoluyla Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki kültürlerarası diyaloğun geliştirilmesi, sivil toplum diyaloğunun arttırılması amacıyla, 21 Aralık 2018 tarihinde başlatılan AB-Türkiye Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü Projesi’nin uygulaması 36 ay sürecek. Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’nün kuruluşunu ve sürdürülebilirliğini sağlayarak Anadolu kültürel mirasının korunmasına ve tanıtımına yönelik çalışmalar yürütecek proje, bilimsel ve akademik çalışmalar için kolaylaştırıcı ortam oluşturacak. Enstitü, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulacak, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği içerisinde çalışacak. İçerisindeki kütüphane, laboratuvar, eğitim ve danışmanlık birimleri vasıtasıyla araştırmacılar, öğrenciler, akademisyenler, sivil toplum ve halkla iletişim halinde yaşayan bir enstitü olacak.