“Gaziantep cazibesini kaybetmiş”

31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçim çalışmaları kapsamında Demokratik Sol Parti (DSP) Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Celal Doğan, Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’nde gazetecilerle bir araya geldi.

Geçmişte 3 dönem Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan ve 31 Mart öncesi bu kez DSP’den aday olan Celal Doğan, Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Cemiyet Başkanı İbrahim Ay ve yönetim kurulu üyeleriyle sohbet eden Celal Doğan, belediye başkanlığı yaptığı dönemde Gaziantep’e önemli hizmetler yaptığını söyledi.

VAATLERİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ

Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İbrahim Ay, “Hepinizin de bildiği gibi 31 Mart pazar günü ülkemizde ve şehrimizde önemli bir seçim yaşanacak. Adaylar sahaya çıktılar. Birbirinden değerli projeleri halka aktarıyorlar. Bizler gazeteciler olarak tüm verilen vaatlerin takipçisi olacağız. Biz Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti olarak tüm siyasi partilerimize aynı mesafede olduğumuzu buradan bir kez daha belirtmek isterim. Değerli başkanımız Gaziantep’te uzun yıllar milletvekilliği yapmış, 3 dönem büyükşehir belediye başkanlığı yapmış yine 13 yıl Gaziantepspor başkanlığında önemli işlere imza atmıştır. Ben kendisine başarılar diliyorum. Kazananın Gaziantep olacağını düşünüyorum. Demokrasi şöleninde seviyeli, saygılı bir seçim yaşanacağını düşünüyorum ve öyle temenni ediyorum. Tüm adaylarımıza ve tüm siyasi partilerimize başarılar diliyorum” dedi.

15 YILIN SONUNDA 252 PROJE YAPTIM

DSP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Celal Doğan, “Siyasette hep şuna dikkat ettim; söylediğim her cümlenin en az 20 yıl sonra karşınıza çıktığı zaman mahcup olmayacak şekilde söylenmesi gerektiğine inanan birisiyim. O nedenle o tarihte Gaziantep halkına 32 proje vaat etmiştim ama 15 yılın sonunda 252 proje yaptım. Genel programlar konusunda bana biraz daha süre vermenizi istiyorum.

BİRİNCİ GÖREV BANA DÜŞÜYOR

Gaziantep’te büyükşehir belediye başkan adaylığında 4 kişi yarışıyoruz. Onlara da içten başarılar diliyorum. Biz Asım Güzelbey ile yarışmıştık. O yarışın tadı damağınızdadır. Türkiye’nin en seviyeli belediye başkan seçimi olmuştu. Ondan daha centilmen, daha güzeli sağlanması konusunda itina edeceğim. Hepsinin abisi sayılırım. Burada birinci görev bana düşüyor. O zemini sağlayacağım. Benden bir kem söz duyacaklarını zannetmiyorum asla duymayacaklar. Gaziantep seçim sonrası örnek şehir gösterilmesi gereken bir süreçten geçmiş olması gerek.

ESKİ GAZİANTEP’İ BULAMADIM

Gaziantep gerçekten örnek bir şehir. Türkiye’nin çekim merkezinde, Türkiye’nin yükselen yıldızı ama bugün geldiğim şehirde maalesef eski Gaziantep’i bulamadım. Bulamadım çünkü hem koşullar çok değişmiş, hem de Gaziantep alım merkezi, cazibe merkezi olmaktan çok yavaş yavaş terk edilen bir kent haline gelmiş. Suriye’den 400 bin insanın gelip burada yaşamak zorunda kalması hariç. 1989’da Gaziantep’e göreve geldiğimde bazı yerlerde 3 günden bazı yerlerde 5 günde su vardı. O suda 68 km öteden gelirdi yüzde 61’i de toprağa akardı. Suyu getiriyorsunuz ama insanlara yetiştiremiyorsunuz. İlk işimiz o zaman Gaziantep’te alt yapı yok, su yok, imar yok, yeşil az aklınıza ne gelirse kasaba görünümünde bir kentin inşaası konusunda yapılması gereken ne varsa yaptık.

GAZİANTEP İÇİN İKİ BÜYÜK PROJE

Benim eksik kalan hikayemde 2 tane projem var. Birisi otomotiv sektörünü Gaziantep’e getirmek diğeri de Gaziantep’i Ortadoğu’nun altın borsası haline getirmek. Hiçbir devlet başkanından ve hiçbir başbakandan asla Gaziantep ile ilgili yüz ekşitmesi yaşamadım. Benim şansızlığım SHP’den seçildim. 4 ay sonra CHP açıldı ben CHP’ye gittim. Ben muhalefet Belediye Başkanı olarak görev yaptım. Türkiye’nin başında insanlar ülke sevdalısı ise sizin hizmetlerinizi hiç kimse sırt çevirmez.

GAZİANTEP ARAP KENTİ OLMUŞ

Gaziantep’i gezdiğiniz zaman bir Türk kenti değil, Arap kenti görüntüsü veriyor. Allah kimseyi vatansız koymasın ama kent bu bakımdan bitmiş durumda. Asayiş yönünden, mülteciler açısında, sevgi-saygının azalması bakımından şehir terk ediliyor. Allah kimseyi vatansız etmesin. Bıraktığım kent bu kent değil. Bıraktığımız kentin yakalanması için tekrar çaba sarf etmeliyiz. Bu tek başına benimle olmaz. Bu Gaziantep’in Gazişehre, Gaziantep’e sahip çıkmasıyla olur. Sadece bizim değil, basının da sahip çıkması gerekir. Gaziantep’te bahsettiğim halk ittifakını kurarsanız demokrasinin kapanan borusunun ilk soluk alan nefesi olacaksınız.

SURİYE’YE GİRDİK AMA…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir Suriye politikası olması şart. Ben Cumhurbaşkanını ziyarete gittiğimde konuştuğumuz konunun ana teması Suriye meselesi idi. Bir tek şey istiyordum asla ve katta Suriye’ye girmeyin. Suriye’ye girdik ama ne Emevi camisinde namaz kıldık ne de Esad’ı düşürdük. Suriyelilerin gelmiş olması açısında da eski Gaziantep’i bulamadım.

HİÇ KİMSE CELAL DOĞAN ÇALIŞMADI DİYEMEZ

Hiç kimse Celal Doğan çalışmadı diyemez. Hiç kimse bu kentim Dünya’da ve Türkiye’de kendisini aşan bir şehir haline gelemediğini söyleyemez. Herkes Gaziantep’i gelişmiş bir marka şehir olarak gördü. Sanayisi ile mutfağıyla, sporuyla bir noktaya geldiğini gördünüz. Spor açısında Gaziantep’in önü İspanya’ya, Avusturya’ya kadar uzandı. Şimdi onun kapısı kilitli. İçinde elektrik su yok bir metruk bina haline getirmiş yanında arsa var belki de onun paylaşımı yapılıyor.

ADAYLIK İÇİN HİÇBİR SİYASİ PARTİYE BAŞVURMADIM

Adaylığım sürecinde hiçbir partiye başvurmadım. Gaziantep’te Celal Doğan hakkında vatandaşların aklındaki tek işleyecekleri konu HDP’den milletvekili olmasıdır. Ben adaylık için hiçbir siyasi partiye başvurmadım. Ne müracaatım ne talebim var. Hiçbir parti genel başkanını ya da genel başkan yardımcısını aramadım. Talep kendilerinden geldi. Ne Cumhur İttifakı’nın içindeyim ne Millet İttifakı’nın içindeyim; toplumun talebi üzerine halk ittifakının içindeyim.

MEZARIMDA OT BİTSE BARIŞTAN VAZGEÇİP ASLA SİLAHI TERCİH ETMEM

Millet İttifakı’nda İYİ Parti, beni aday göstermemelerine HDP’de siyaset yapmamı gerekçe gösteriyor. Ben şunu söylüyorum; mezarımda ot bitse barıştan vazgeçip asla silahı tercih etmem. Dün etmedim, bugün etmem, yarın da etmeyeceğim. Koşullar bin defa gelse, bana barış konusunda ‘Sana görev düşüyor’ deseler taşın altına gövdemi koyarım. Çünkü her zaman barış silahtan iyidir ve güzeldir. Silahla elde edilecek amaç ne kadar ulvi olursa olsun barıştan makbul değildir. O sonuç bile saygıya layık değildir. Çünkü insan öldürmek, hem dinen hem de insan olarak uygun değildir” dedi.