İnsan olmanın özelliği, yaratılışından var olan öğretmek ve öğrenmek ten geçer. İnsan mesuliyet sorumluluğunda yaratılmıştır. İnsanlığın kurtuluş rehberi olan Kur’ an i kerim de Rab il Alemin olan Allah; Okuma yazmanın öğrenmesi için Son Peygamber , Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi selem e Meleklerden Cebrail vasıtasiyla, Okuma ve yazmayı öğretmiş tir. Öğretmenin kutsallığı Cebrail aleyhi selamdan intikal etmiştir .Adem aleyhi selem dan başlayan bütün peygamberler aynı zamanda öğretmendirler. Öğrendiği ilmi öğretmeyen yani öğretmenliği hiçe sayan…
BAŞKAN ŞAHİN, RUMKALE’YE SU ALTI ARKEOLOJİ MÜZESİ KURACAK
Büyükşehir Belediyesi, Rumkale’ye Su Altı Arkeoloji Müzesi kuracak, Rumkale’yi teleferik sistemiyle taçlandıracak. Bu çalışmalarla, kent turizmine yeni bir soluk kazandırmayı hedefleyen Büyükşehir, tarihi ve turistik mekânları görücüye çıkaracak.
Kültürel mirasın korunması, yaşatılması, tanıtılması ve turizme kazandırılması amacıyla bu yöndeki çalışmalara yoğunlaşan Büyükşehir, hazırladığı projelerle Gaziantep’i kültür kenti haline dönüştürecek. 2014-2017 yılları arasında değişime uğrayan şehri, fotoğraflayan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, kentteki yapısal dönüşümü anlattı.
Evliya Çelebi’nin “Gaziantep Dünya’nın gözbebeğidir” sözlerini hatırlatan Şahin, kentin Dünya’nın en eski 20 yerleşim yerinden bir tanesi olduğunu belirtti.
TARİHİ ESERLERE DOKUNUYORUZ
Başkan Şahin, sanayi şehri olan Gaziantep’in kültür ve sanat alanında da iddiası olduğunu vurgulayarak, “Bu kapsamda hazırlanan projelerle tarihi ve kültürel eserleri ayağa kaldırıyoruz. Karkamış Antik Kenti, 2018’in mayıs ayında açacağız, edebiyatçıların ve dünya tarihçilerinin hizmetine sunacağız. Mustafa Kemal Atatürk 1930’lı yıllarda 35 tarihi eseri, Ankara Anadolu medeniyetler müzesine götürmüş ve müzenin en değerli kısmına yerleştirilmiştir. Bu bölgede, Geç Hititler döneminin en güzel eserleri bulundu, İtalyanlarla ortak çalışmamızın sonunda burayı Akua Parkı’na dönüştürdük. Gaziantep Kalesi’nin hemen güneyinde Handan Bey Çarşısı’nda bulunan Lala Mustafa Paşa Külliyesi, Lala Mustafa Paşa tarafından 1563-1577 yıllarında yaptırılan Hışva Han, Antep’in en meşhur hanı olacak” dedi.
RUMKALE BİR HAZİNE
Fırat Nehri’nin bütün güzelliğinin, dik kayalar üzerinde bulunan Rumkale’ye yansıdığını anlatan Şahin, “Roma ve Hitit gibi en güçlü medeniyetler Fırat’ın etrafında şekillenmiştir. Büyükşehir Belediyesi olarak, Rumkale’yi önemsiyoruz, burayı turizme kazandırmak için geceli gündüzlü çalışıyoruz, Rumkale’yi daha canlı ve dinamik hale getireceğiz. Teleferik ve sahil düzenlemesine ilişkin çalışmalarla yeraltındaki bu güzel hazineyi, bir su altı arkeoloji müzesiyle taçlandıracağız” diye konuştu.
DİNLER VE DİLLER KARDEŞÇE YAŞADI
Başkan Şahin, şunları kaydetti: “Hanlar ve hamamlar konusunda da iddialıyız. Gaziantep, Tarihi İpek Yolu’nun geçtiği bir aksa kurulmuştur. Osmanlının, Selçuklunun ve İslam medeniyetinin de en güzel eserlerini burada görebiliyorsunuz. El sanatlarında iddialıyız. Yemeni, bakır işleme sanatı ve sedefçilik gibi yöresel meslekleri, modernize ederek, geleceğe taşıyoruz. Burada, bütün dinler ve diller yıllarca kardeşçe birlikte yaşamış. Hem kilisenin hem havranın hem caminin yan yana olduğu bir şehrin belediye başkanıyım. Tarih, bize bu özellikleri, zenginlik olarak sunmuş.
HAMAM MÜZESİ VE PANORAMA
Kültür Kenti olma yolunda yürütülen çalışmalar kapsamında müze sayısını artıyoruz. İsrail’deki hamam müzesi dışında Dünya’da ikinci Hamam müzesini biz yaptık. Gaziantep Savunması Panoraması 12 dönüme kurmayı düşünüyoruz. Panoramada, 12 metre yüksekliğinde, 113 metre uzunluğunda kademeli geçişlerle, 1133 metrekare maket alanı, 32 metre çapıyla adeta o günler, yeniden yaşatılacak. 1950’li yıllarında yapılan Eski Adliye Binasının Sanat Merkezine dönüştürüldü. Bina, geçmişten günümüze yüklendiği tüm fonksiyonlarını, koridorlarında, duvarlarında, avlusunda görsel, işitsel sanat öğelerinin yorumları ile geçmişten geleceğe aktarıldı.
HAYVANAT BAHÇESİNDE AVRUPA’NIN EN İYİSİYİZ
Gaziantep Hayvanat Bahçesi’yle Avrupa’nın en iyisiyiz. Doğurganlık, hijyenik ve çeşitlilik kategorisinde öndeyiz. Burada Safari Parkı yaptık, bu parkta 70 çeşit hayvan birlikte yaşıyor. Bir müze yaptık, sadece bayramda 150 bin kişi ziyaret etti. Hayvanat bahçesi açıldığı günden bu yana 1,5 milyon kişini ziyaretine uğradı. Hem yaşayan hem de nesli tükenen hayvanların figürlerini çocuklarımızın dikkatine sunuyoruz.
500 ÇEŞİT YEMEĞİMİZ VAR KİMSE İNANMIYOR
Kentin en iddialı yönü mutfağıdır. Mutfak diyerek geçmeyin, kardeşlik sofrasında 500 çeşit yemeğimiz var. Kimse inanmıyor 500 çeşit yemeğe. Ama gerçek, topraktan, tohumdan, güneşten gücümüzü alıyoruz, Anadolu kadının marifetiyle de yemeklerimiz büyük bir lezzete dönüşüyor.”
Sokak Sağlıklaştırma Projesi’yle Gaziantep Kalesi ve çevresinin aslına uygun bir biçimde elden geçirildiğini belirten Şahin, sokak ve caddelerin yeni haliyle kente yeni bir hava kattığını söyledi.
70 BİN MÜLTECİ ÇOCUK EĞİTİME KAZANDIRILDI
Gaziantep’in Suriyeli mültecileri kucaklayarak ensar şehir olduğunu anlatan Başkan Fatma Şahin, şöyle tamamladı: “Etrafımızdaki ateş çemberinden etkilenmemek mümkün olmuyor, Gaziantep modeli aslında Türkiye modeli oldu. Türkiye açık kapı politikası uygulayarak, binlerce insanı hayatta tuttu. Canlar yanmasın dedik, büyük bir fedakarlık yaptık. Sınırlarımıza gelen konuklarımıza kapımızı, soframızı ve yüreğimizi açtık. Türkiye uluslararası bir sorunu, yerelde çözmeye çalışıyor. Ama sürdürülebilirlik denen bir kavram var. Şanlıurfa’yla birlikte en fazla mülteciyi barındıran şehir olduk. Büyükşehir Belediyesi olarak daha fazla yol, daha fazla su bulmak, daha fazla konut için çok yoğun çalışma yaptık. Mülteci meselesinde orta ve uzun vadedeki en önemli mesele, eğitim oldu. Mülteci çocuklardan 18 yaş altında 125 bin çocuk, eğitim hayatında olması gerekiyordu, bunun için Ankara’da girişimlerde bulunduk, ilgili yönetmelikleri değiştirdik, 3,5 yılın sonunda 70 bin mülteci çocuğa ulaştık, eğitim hayatına kattık. Suriyeli çocukların Türkiye’de okullaşma oranı yüzde 30 iken Gaziantep’te bu oran ikiye katlandı. Bu daha fazla okul daha fazla öğretmen güçlü bir eğitim yatırımı demek. Eğer biz bu işe böyle bakmasaydık bu çocuklar terör örgütün kucağına gideceklerdi. Şehirdeki mültecilerin yüzde 90’ı şehirde yüzde 10’u ise kamplarda yaşıyor. Mültecilerin gelişiyle şehirde yüzde 30 su tüketimi arttı, zaten şehrin su kaynağı kentin ihtiyacının ancak yüzde 5’ini karşılıyordu. Düzbağ İçmesuyu Projesiyle 125 kilometreden su getiriyoruz.
HEM OKULUMUZ HEM HASTANEMİZ VAR
Büyükşehir olarak, 50 bin konut yapıyoruz, kiralar çok yükseldi. 5,5 milyon metrekareye 50 bin konut dikeceğiz. Orta kesim için bu konut projesi çok önemlidir. Türkiye’de belediyemizin dışında başka bir belediyenin okulu yok. Okul ve hastane ilgili bakanlıklar tarafından yapılması gerekirken biz belediye olarak hem okulumuz hem hastanemizi var. Buna mecbur kaldık. Aksi takdirde savaştan kaçan yetim çocuklar sahipsiz kalacaktı, Gaziantep bu işi zaten yapıyor diyerek gidenler çok oldu. Ne AB ne de BM’den yeteri destek gelmedi, kuvvetli proje desteği alamadık. En büyük desteği Japonlardan aldık özellikle altyapı sorunlarına yönelik hazırlanan proje, Jaika kredisiyle desteklendi.”