İnsan olmanın özelliği, yaratılışından var olan öğretmek ve öğrenmek ten geçer. İnsan mesuliyet sorumluluğunda yaratılmıştır. İnsanlığın kurtuluş rehberi olan Kur’ an i kerim de Rab il Alemin olan Allah; Okuma yazmanın öğrenmesi için Son Peygamber , Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi selem e Meleklerden Cebrail vasıtasiyla, Okuma ve yazmayı öğretmiş tir. Öğretmenin kutsallığı Cebrail aleyhi selamdan intikal etmiştir .Adem aleyhi selem dan başlayan bütün peygamberler aynı zamanda öğretmendirler. Öğrendiği ilmi öğretmeyen yani öğretmenliği hiçe sayan…
“Gaziantep depreme ne kadar dayanıklı?”
İnşaat Mühendisleri Odası başkanı Gökhan Çeliktürk, olası bir depreme karşı Gaziantep’in yapı stokunun çıkarılması gerektiğini ve her türlü çalışmaya destek vereceklerini ifade etti.
İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Çeliktürk kaçak yapılaşma ve deprem konularıyla ilgili olarak yaptığı basın toplantısında, deprem değil bina öldürür sloganından yola çıktıklarını ve en öncelikle tedbirin yapı stokunun belirlenmesi olduğunu söyledi. Çeliktürk şöyle dedi “ Ülkemiz son zamanlarda doğa olaylarını sıkça yaşıyor, yaşamaya da devam edecek. İstanbul bir süre önce yağan yağmura teslim oldu. Evler su altında kaldı, alt geçitler, metro, yollar ve sokaklar su ile doldu. İnsanlar işyerlerine ulaşamadılar, yollarda kaldılar. Can kaybı yaşanmadı fakat çok büyük sorunlar yaşandı. Öngörülebilen bir yağmur afete dönüştü, çok büyük maddi kayıplar oluştu. İnşaat Mühendisleri Odası olarak yıllardır ifade ediyoruz ki Ülkemizin büyük bir kısmı deprem tehlikesi altında bulunuyor. Yapı stokumuzun çok büyük bir kısmı deprem riski taşıyor. Kentlerimiz bilime aykırı bir şekilde büyüyor. Orman alanları, su havzaları, yeşil alanlarımız kıyı bölgelerimiz hızlı bir şekilde yapılaşıyor. Kentlerimizde boş alan bırakılmıyor, kıyılar doldurularak veya var olan ağaçlar kesilerek çeşitli yapı ve tesisler yapılıyor. Bilim, bilgi ve mühendislik dışlanarak günübirlik çıkarlarına göre hareket ediliyor. 1992 Erzincan, 1995 Dinar, 1998 Adana – Ceyhan, 1999 Marmara-Gölcük,2003 Bingöl, 2011 Van depremlerini yaşadık. Bu depremler büyük bir afete dönüştü. Ayrıca, 2009 yılında yağan yağmur İstanbul`da büyük bir afet yarattı. 33 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Çok büyük maddi hasarlar oluştu.2017 yılı içerisinde Çanakkale – Ayvacık, Manisa, Adıyaman ve İzmir Karaburun depremini yaşadık. Geçen hafta Ege denizinde 6.6 büyüklüğünde bir deprem oldu. Başta Bodrum olmak üzere Ege Kıyıları etkilendi. Alınan bilgilere göre 100 den fazla yurttaşımız yaralandı, iki kişi yaşamını yitirdi. Bilim bilgi ve mühendislik ilkeleri yok sayılarak yapılan yapı ve tesisler hasar gördü. Yıllardır Akdeniz ve Ege Denizinde deprem ve tsunami tehlikesi var, hatta 8 büyüklüğüne kadar deprem yaşanabilir denmesine rağmen deniz kıyıları yapılaşmaya açılarak insan hayatları için risk oluşturmaya başlandı. Gaziantep ve çevresinin her zaman deprem riski altında olduğunu defalarca söyledik. Meslek odaları, kamu kurumları bir araya gelerek depremle karşı karşıya geldiğimizde yapılacak stratejileri konuşma zamanı geldi hatta geçiyor. Deprem değil bina öldürür sloganını her yerde ve her zaman söylüyoruz. Bu stratejileri konuşmamız için Gaziantep in Yapı stokunu çıkarıp, onun üstünden hareket etmemiz gerekiyor. Biz İnşaat mühendisleri olarak yapılması gereken yapı stoku çalışması için kamu kurum ve kuruluşlarına yardım konusunda üzerimize düşen görevi yapacağız.
Depremde ilk başta yıkılabilecek yapılar kontrolsüz ruhsatsız kaçak yapılardır. Herhangi bir mühendislik hesabı yapılmadan üstünkörü denetimsiz projeye göre demir bağlayıp beton döken bu sistem çağ dışı bir uygulamadır. Beton teknolojilerinin mühendislik hesaplarının üst seviyeye çıktığı günümüzde ruhsatsız binaları kabul etmemiz söz konusu olamaz. İnşaata başlamanın ilk kuralı inşaat ruhsatıdır. Ruhsat alabilmek için mühendislerin ve mimarların bilimsel hesap ve çizim yöntemlerini toplum yararına kullanarak depreme dayanıklı bina projeleri üretmek suretiyle yapı denetim firmalarının kontrolü ile konut üretilmelidir. Kaçak ve kontrolsüz yapıyla hep beraber mücadele etmeliyiz”
Çeliktürk, Gaziantep Üniversitesi içerisinde bulunan fıstık ağaçlarının Çocuk hastanesi yapılması için kesilmeye başlandığına dikkat çekerek “ Bugün üzülerek öğreniyoruz ki Gaziantep Üniversitesindeki Asırlık fıstık ağaçları Çocuk Hastanesi yapılmak için yok edilmiş, tabi ki Gaziantep için çocuk hastanesi elzem bir ihtiyaçtır ama kaş yaparken göz çıkarmamamız gerekiyor. Üniversite içerisinde ağaçsız, müsait alanlar mevcut iken bu alanda inşaata başlamaları, bizleri derinden yaralamıştır. Üniversite yönetiminin Atalarımızın diktiği yetişmesi yıllar alan fıstık ağaçlarını korumalarını beklerdik ,maalesef yapmadılar. İnşaat Mühendisleri olarak en azından kesilen fıstık ağaçları yerine üniversite içinde yeni ağaçlar dikmelerini bekliyoruz”dedi.