Türk profesörden kanser tedavisinde umutlandıran çalışma

Londra Imperial College Kanser Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Camgöz, dünyada en fazla ölüme neden olan hastalıklardan kanserin tedavisine yeni bir bakış açısı kazandıran bir ilacın klinik öncesi değerlendirme aşamasının tamamlandığını bildirdi.

 

Çalışmalarını uzun yıllardır yurt dışında sürdüren Prof. Dr. Camgöz, bir toplantıya katılmak üzere geldiği Gaziantep’te yaptığı açıklamada, kanser hücrelerinin çok kurnaz ve bukalemun gibi şekil değiştirebilen yapılarının olduğunu söyledi.

 

Bu hücrelerin verilen tedavilere bir süre sonra direnç de geliştirebildiğini anlatan Camgöz, bu kapsamda kanserli hücrelerin dağılmasını, tekrarlamasını önleyen bir ilaç üzerinde çalıştıklarını aktardı.

 

Laboratuvar çalışmaları sırasında kanser hücrelerinde elektrik sinyallerini incelediklerini, bunların da kendilerine yeni mekanizmaları gösterdiğini vurgulayan Camgöz, şu değerlendirmede bulundu:

 

“Biz bunlar üzerinde etki yapan bir ilaç üzerinde çalışıyoruz. İlacımızın kanser hücrelerinin dağılmasını önleyici özellikleri var. Biz kanseri yok etmeye çalışmak yerine onunla beraber yaşama konseptini öneriyoruz. İlacımız şu anda klinik öncesi değerlendirme aşamasını tamamladı. İki faza girmesini planlıyoruz ve bunun zemini üzerinde çalışıyoruz.”

 

– Meme kanserinde denenecek

 

Camgöz, geliştirdikleri ilacı özellikle “3 negatif” denen hormona duyarlı meme kanseri türünde deneyeceklerini dile getirerek, tedavisi olmayan bu kanser türünün sadece ameliyat ve kemoterapiyle kontrol altına alınmaya çalışıldığına dikkati çekti.

 

Yüzde 30 tekrarlama oranı olan bu kanser türünde kullanacakları ilaçla hastalığın nüksetmesini önlemeyi amaçladıklarına işaret eden Prof. Dr. Camgöz, şunları kaydetti:

 

“Eğer hasta isterse memede kitle tespit edildiğinde, kanser dağılmamışsa bu ilacı almaya başlayabilir çünkü biz bu ilaçla kanserin yayılmasını önlediğimizi iddia ediyoruz ama en iyi şansın ameliyatla kanserli kitle temizlendikten sonra olduğuna inanıyoruz. Geliştirdiğimiz bu ilaç gelecekte bir aşı gibi önceden de alınabilecek çünkü meme kanserlerinin genetik yatkınlıkla da ilgili olduğu biliniyor. Hiçbir belirti yokken alınması bile kişiye avantaj sağlayabilir. Bir ilacın oluşturulması 20 yıl kadar zaman alıyor ve milyonlarca dolar harcanıyor. Biz bu kadar para ve bu kadar zaman harcamadık. 5 yıldır üzerinde çalışıyoruz ve normal diyebileceğim paralar harcandı çünkü yepyeni bir girişimdi.”

 

İlacın geliştirilmesinde klasik bir yol izlemediklerini, kanserli hücreyi incelediklerini ve bu yeniliğin kendilerine avantaj sağladığını aktaran Camgöz, “Ayrıca ilacımızın üzerinde çalıştığı mekanizma birçok kanser türünde de bulunuyor. Prostat, akciğer, meme, yumurtalık, kolon, rahim ağzı ve mide kanserinde bulunmuş. Bunun için ilacımızın çok daha geniş alanda elverişli olacağını düşünüyoruz. Biz meme kanseri üzerinde çalışıyoruz çünkü bu kanser türünün çok hızlı bir geri dönüşü oluyor. Tekrarlama olasılığı en yüksek kanser türü olan 3 negatif denilen bir meme kanseri türü.” diye konuştu.

 

Prof. Dr. Camgöz, kronik hastalıklarda olduğu gibi kanserin de üstesinden diyet ve yaşam tarzına dikkat edilmesiyle gelinebileceğini bildirdi. C vitamini, zerdeçal ve D vitamini almanın kanser açısından koruyucu bir mekanizma oluşturduğuna değinen Camgöz, bu önerileri herkesin mümkün mertebe hayata geçirmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

 

Londra Imperial College Kanser Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Camgöz, dünyada en fazla ölüme neden olan hastalıklardan kanserin tedavisine yeni bir bakış açısı kazandıran bir ilacın klinik öncesi değerlendirme aşamasının tamamlandığını bildirdi.