İnsan olmanın özelliği, yaratılışından var olan öğretmek ve öğrenmek ten geçer. İnsan mesuliyet sorumluluğunda yaratılmıştır. İnsanlığın kurtuluş rehberi olan Kur’ an i kerim de Rab il Alemin olan Allah; Okuma yazmanın öğrenmesi için Son Peygamber , Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi selem e Meleklerden Cebrail vasıtasiyla, Okuma ve yazmayı öğretmiş tir. Öğretmenin kutsallığı Cebrail aleyhi selamdan intikal etmiştir .Adem aleyhi selem dan başlayan bütün peygamberler aynı zamanda öğretmendirler. Öğrendiği ilmi öğretmeyen yani öğretmenliği hiçe sayan…
Yaşlı kadının dükkandan bozma odada yaşam mücadelesi
Gaziantep’in Şahinbey ilçesine bağlı Narlıtepe Mahallesi’nde oturan 87 yaşındaki Ümmühani Dağcıoğlu, dükkandan bozma elektrik ve suyu olmayan sıvasız bir odada komşularının desteğiyle hayatını sürdürüyor.
Yaklaşık 8 yıldır pencerelerinde cam yerine naylon ve kartonlar bulunan, ev dediği tek göz odaya yine komşularının verdiği minder, halı ve yatak olarak kullandığı kanepeyi koyan Ümmühani nine, günlerini eski fotoğraflara bakıp geçmişini yad ederek geçiriyor.
Sıkıldığında kapının önüne çıkarak evinin karşısındaki parkta oynayan çocukları ve sohbet eden kadınları izleyen Ümmühani ninenin tek isteği geri kalan günlerini biraz daha rahat edebileceği sıcak bir evde geçirebilmek.
Zorlu yaşam koşullarına ilerleyen yaşına rağmen katlanmak zorunda kalan Dağcıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşinin yaklaşık 20 yıl önce vefat ettiğini, 9’u hayatta 10 çocuğu olduğunu söyledi.
Çocuklarının farklı kentlerde yaşadığını anlatan Dağcıoğlu, aile içi anlaşmazlıklar nedeniyle yalnız yaşadığını, çocuklarından çok komşularının kendisine sahip çıktığını dile getirdi. Dağcıoğlu, “Hayatta bir başıma kaldım. Eşimden kalan bir evim vardı. Oğlum onu sattı, ‘Anne sana başka ev alacağım’ dedi ama almadı. Oğlum kanserden öldü.” dedi.
Yaşadığı yerin duvarının belediye tarafından yapıldığını ayrıca belediyenin kendisine kömür ve zaman zaman da gıda yardımında bulunduğunu aktaran Dağcıoğlu, “Ne elektriğim ne suyum var. Kışın sobanın dibinde oturdum 1,5 ton kömür yaktım ama ısınamadım. Burada yazın sıcaktan, kışın soğuktan durulmuyor ama ne yapayım çekiyorum. Durumum da yok ki ben yaptırayım. Bana Allah için bir oda versinler, başka bir şeye gerek yok.” dedi.
– Komşuları su taşıyor
Tek gelirinin 2 ayda bir aldığı dul maaşı olduğunu ifade eden Dağcıoğlu, onun da bir bölümünü cezaevindeki oğluna gönderdiğini söyledi.
Suyunu da komşularının verdiğine işaret eden Dağcıoğlu, şunları kaydetti:
“Komşular suyumu bidonlara doldurur getirirler. Bazen de karşıdaki parktan su alıyorum. Çamaşırlarımı elimde yıkarım. Allah razı olsun komşularım bir kap yemek verir yerim. Param olduğunda da kendim bir şeyler alıp pişiriyorum. Ev hiç ısınmıyor. Yoksulluk kötü bir şeymiş. Allah kimseyi yoksul etmesin. Komşular bir ekmek getirir gözyaşı dökerim. Görmediğim günleri gördüm. Ölene dek çekeceğim bu rezilliği. Her gün gözyaşı döküyorum. Huzurevine gitmek istemiyorum.”