İnsan olmanın özelliği, yaratılışından var olan öğretmek ve öğrenmek ten geçer. İnsan mesuliyet sorumluluğunda yaratılmıştır. İnsanlığın kurtuluş rehberi olan Kur’ an i kerim de Rab il Alemin olan Allah; Okuma yazmanın öğrenmesi için Son Peygamber , Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi selem e Meleklerden Cebrail vasıtasiyla, Okuma ve yazmayı öğretmiş tir. Öğretmenin kutsallığı Cebrail aleyhi selamdan intikal etmiştir .Adem aleyhi selem dan başlayan bütün peygamberler aynı zamanda öğretmendirler. Öğrendiği ilmi öğretmeyen yani öğretmenliği hiçe sayan…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Önümüze konulan anayasa değişikliği Türkiye’yi bir felakete sürükleyebilir, evlatlarımızın hayatını karartabilir.” dedi.
Kılıçdaroğlu, Gaziantep’te bir otelde kadın sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda, kendisini çiçek bahçesinde hissettiğini söyledi.
Bir ülkede kadınlar ne kadar güçlüyse devletin de o kadar güçlü olacağını belirten Kılıçdaroğlu, salondakilerden cumhuriyete ve demokrasiye evlatlarına sahip çıktıkları gibi sahip çıkmalarını istedi.
Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğinin bir kişiye verilen yetkilerle Türkiye’ye kabus yaşatabileceğini savunarak, gücün kontrol edilememesi durumunda Türkiye’nin felakete sürüklenebileceği uyarısında bulundu.
“Çocuklarınızı freni olmayan bir otobüse, bir arabaya bindirir misiniz?” diye soran Kılıçdaroğlu, “hayır” yanıtı alınca, “Biz nasıl freni olmayan bir otobüse 80 milyonu bindirelim. Annelerin bir uzlaşma kültürü vardır. Anneler tehlikeyi daha önceden görürler ve sezerler. Annelerin Allah vergisi bir sezgi gücü vardır. Şimdi önümüze konulan anayasa değişikliği Türkiye’yi bir felakete sürükleyebilir, evlatlarımızın hayatını karartabilir.” ifadelerini kullandı.
– “Birlikte yaşamak istiyoruz”
Suriyelilerin çocuklarının üniversite sınavına girmeden doğrudan doğruya üniversiteye kabul edildiğini savunan Kılıçdaroğlu, “Sizin çocuklarınız sınava girmeden üniversiteyi bitirebiliyorlar mı? Hayır. O zaman, ne diyeceğiz? Hayır diyeceğiz. Bu Anayasa değişikliğine hep beraber hayır diyeceğiz.” dedi.
Kılıçdaroğlu, beraber ülkede huzur içinde yaşamak istediklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Doğulu olur, batılı olur, başı açık olur, başı kapalı olur, zengin olur, fakir olur ama cennet gibi bir ülkede hepimiz birlikte yaşamak istiyoruz. Yoksulluğu, işsizliği olmayan bir Türkiye istiyoruz. Gerilimin, kavganın olmadığı, huzurun egemen olduğu bir Türkiye. Arzumuz bu, bunu istiyoruz.”
İktidarı eleştiren ve “Benimle görülecek bir hesabınız varsa gelin hesabımızı görelim.” diyen Kılıçdaroğlu, “Cesaretiniz mi yok? Cesaretiniz varsa gelin televizyonlarda konuşalım. Sen yarım saat konuş, vallahi ben 15 dakika konuşacağım. Koro halinde saldırıyorlar. Çünkü onlar da çok iyi biliyorlar ki Kılıçdaroğlu doğruları söylüyor. Onlar da çok iyi biliyorlar ki Kılıçdaroğlu ile bir televizyon programına çıkarsak onların doğru olmadığı çıkacak ortaya.” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliyle bütün yetkilerin bir kişide toplanacağına dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Niye veriyorlar? Hangi gerekçeyle veriyorlar? Binlerce, milyonlarca mağdurumuz var. Bütün mağdur ailelere sesleniyorum: Bilmenizi isterim ben mazlumdan, mağdurdan yanayım. Onlar zalimden ve zulümden yanalar. O nedenle zalime ve zulme karşı çıkacağız. Farklılıklarımızla aynı ülkede, aynı bayrağın altında birlikte, huzur içinde yaşamak istiyoruz. O nedenle bu anayasa bize zulmedecek olan bir anayasa değişikliğidir. Kendi çocuklarına ikbal hazırlıyorlar. ’18 yaşındaki çocuğu milletvekili yapacağız.’ Ne olacak ömür boyu askerlikten muaf olacak. İki yıl milletvekilliği yaparsa milletvekilliği emeklilik haklarına hak kazanmış olacak. Sizin çocuklarınız El Bab’a gidecek. Eksi 35, 40 derecede PKK ile mücadeleye gidecekler. Sen önce iş bul. Milletvekilliği senin olsun. Üstünlerin hukukunu koruyorlar vatandaşın hukukunu değil. Vatandaşın derdi işsizlik, her evde işsiz var. 6,5 milyon işsiz var. Onların derdi işsizliği çözmek değil kendilerine ikbal hazırlamak.”
Kılıçdaroğlu, “evet demenin vebalinin çok ağır olacağı” görüşünü yineleyerek, “12 Eylül’de yüzde 91,7 evet dediler. Bakın bugün hepimiz 12 Eylül darbe anayasasına karşıyız. Demek ki o dönem bir yanlış dayatıldı. O dönemde ‘hayır’ demek suçtu. Şimdi de ‘hayır’ diyenlere ‘terörist’ diyorlar. Ama hiçbirimiz terörist değiliz. Hepimiz bayrağımızı seviyoruz. Hepimiz vatanımızı seviyoruz, hepimiz bir arada yaşamak istiyoruz. Kardeşçe yaşamak istiyoruz.” dedi.
