İnsan olmanın özelliği, yaratılışından var olan öğretmek ve öğrenmek ten geçer. İnsan mesuliyet sorumluluğunda yaratılmıştır. İnsanlığın kurtuluş rehberi olan Kur’ an i kerim de Rab il Alemin olan Allah; Okuma yazmanın öğrenmesi için Son Peygamber , Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi selem e Meleklerden Cebrail vasıtasiyla, Okuma ve yazmayı öğretmiş tir. Öğretmenin kutsallığı Cebrail aleyhi selamdan intikal etmiştir .Adem aleyhi selem dan başlayan bütün peygamberler aynı zamanda öğretmendirler. Öğrendiği ilmi öğretmeyen yani öğretmenliği hiçe sayan…
“Referandum Türkiye için çok önemli bir dönüm noktasıdır”
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili, “Muhalefetin argümanlarının çoğu, yarı doğrularla yarı yanlışların birbirine bezenmiş halidir. Biz bu sistemde denge, fren sistemini iyi öngördük.” dedi.
Şimşek, Gaziantep Organize Sanayi Bölgesindeki bir fabrikada yaptığı konuşmada, referandumun Türkiye için çok önemli bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
Anayasa değişikliğinin en önemli amacının, yönetimde istikrarı sağlamak olduğunu anlatan Şimşek, “Millet sandığa gidecek. Bir günde meclisi doğrudan doğruya seçecek, aynı gün cumhurbaşkanı ertesi gün ekibini işe başlatıp 5 yıl boyunca icraat yapacak. ABD’de böyledir. 1923-2017 arası 65 hükümet, hükümetlerin ortalama ömrünün 18 ay olması demek. Amacımız 5 yıllık bir icraat süresi sunmak ve hükümet krizlerine son vermek.” diye konuştu.
Şimşek, geçmiş seçimlerden ve yaşananlardan örnekler vererek, şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde siz vatandaş olarak, millet olarak gideceksiniz aynı gün meclisi ve hükümeti, cumhurbaşkanını seçeceksiniz. 5 yıllık icraatın önünü açar. Seçtiğiniz cumhurbaşkanının performansını beğenmezseniz 5 yıl sonra bitti dersiniz. Hadi beğenseniz bile ikinci 5 yıldan sonra yok. Bazılarını iddia ettiği gibi, ‘Türkiye otoriterleşecek, dikta rejimine gidecek, tek kişinin eline geçecek’… Yok öyle bir şey. En fazla 10 yıl, ona da siz karar vereceksiniz. Mevcut sistemde millet partilere oy veriyor. O partiler birbirleriyle anlaşıyor veya anlaşamıyor. Burada ise en az 51’in oyunu alabilmeniz lazım. Bu sistem kutuplaşmayı değil, uzlaşmayı artırır. Bugünkü muhalif partilerin bile daha geniş kitleleri kucaklayabilmesinin önünü açar. CHP bile bir zihniyet devriminden geçebilir. Bu sistem onları bile milletin değerlerine, milletin maddi, manevi varlıklarına çok farklı yaklaşımını bile getirir. İş yapmak için memleketi ileriye taşıyabilmek için istikrar lazım.”
Geçmişte cumhurbaşkanıyla hükümetler arasında sık sık gerilimler yaşandığını anımsatan Şimşek, mevcut sistemde cumhurbaşkanının istediği zaman hükümete başkanlık yapma, bakanlar kurulunun bütün kararlarını onaylama, bütün atamalar ve kararnamelere onay verme ve yasaları veto hakkı gibi yetkilerinin bulunduğunu belirterek, “Mevcut sistem krizlere gebe bir sistemdir. 2 başlılık. Bugün durum idare ediyor. Aynı partiden başbakan, aynı partiden cumhurbaşkanı. Önümüzdeki yıllarda düşünün cumhurbaşkanı ayrı telden, koalisyon hükümeti ayrı telden. Sistem tıkanacak. Bu sistem sürdürülebilir değildir.” ifadelerini kullandı.
Şimşek, Türkiye’de bürokrasinin yavaş çalıştığını, yeni sistemle bunun da değişeceğine işaret ederek, cumhurbaşkanının görev geldiğinde üst düzey bürokrasiyi değiştirebilme hakkına sahip olacağını bunun da millete en hızlı şekilde hizmet etmenin önünü açacağını vurguladı.
– “Bu sistem kutuplaşmayı artırmaz, uzlaşmayı artırır”
Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyada zayıf hükümetlerle ülke idare etmenin uzun vadede ülkenin bekasını tehlikeye atabileceğine dikkati çeken Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Milletin güçlü desteğini arkasında hissetmesi lazım. Terörle mücadelede de yeni sistem çok daha güçlü bir şekilde destekleyici olur. Eleştirilere bakalım. Diyorlar ki; ‘Bu sistem Türkiye’yi dikta rejimine götürür.’ Yok öyle birşey. ABD’de, Fransa’da, Rusya’da götürüyor mu? Oralarda da başkanlık sistemi var. İktidara kim gelirse gelsin, farklı güç odakları var. Yasaları meclis yapar. Şimdi de öyle yeni sistemde de öyle. Cumhurbaşkanı, bürokrasi, bakanlar kurulu o kanunlara uymak zorunda mı? Evet. Anayasa, kanunlar ve mevzuat çerçevesinde o ülkeyi yönetmek zorundasın. Bugün cumhurbaşkanı, askerler tasarladığı için sorumsuzdur, hesap vermez. Vatana ihanet dışında cumhurbaşkanını suçlayamazsınız. Yeni sistemde bazılarının iddia ettiği gibi bırakın ülkenin dikta rejimine gitmesini, cumhurbaşkanı hesap verebilir hale gelecek. Mecliste 301 oyla soruşturma komisyonu açılabilecek. Soruşturma başlatılabilecek. 3’te 2 çoğunlukla Yüce Divan’a gönderilebilecek, icraatlarından dolayı hesap sorulabilecek.”
Şimşek, yeni sistemle ilgili “Başkan yardımcıları olacak, bunlar seçilmemiş olacak, cumhurbaşkanına bir şey olursa onlardan biri ülkeyi yönetebilecek” dendiğini aktararak, şunları kaydetti:
“Sadece 45 günlüğüne seçime gidene kadar. Bu kısmını söylemiyorlar. Bugün de Allah korusun Cumhurbaşkanına bir şey olsa kim vekillik yapıyor, cumhurbaşkanı seçilen birisi mi? Hayır. Muhalefetin argümanlarının çoğu yarı doğrularla yarı yanlışların birbirine bezenmiş halidir. Biz bu sistemde denge, fren sistemini iyi öngördük. Yasaların tekeli meclistir. Cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisi olmayacak. Meclisin yasa yaptığı bir alanda cumhurbaşkanı kararname çıkaramayacak. Yeni sistemde cumhurbaşkanının yetkileri artmıyor. Aynı yetkiler sadece bir elde toplanıyor. Onun için işin özü şu, anayasa değişikliğinin şahıslarla ilgisi yok. Anayasa değişikliği 2002’de yapılsaydı, cumhurbaşkanımız 2 kere seçilseydi bir daha seçilemezdi. Beğenirseniz oy vereceksiniz, beğenmezseniz vermeyeceksiniz. İddia ediyorum yeni sistem Türkiye’nin ekonomisini de de bölgesindeki güçlü konumunu da kesinlikle pekiştirecek. Çünkü eninde sonunda sistem büyük rol oynuyor. Parlementer sistemde olan bir sürü ülke var, başarılı olanlar da var, başkanlık sisteminde olup da başarılı olanlar da var. Fakat Türkiye’de şunu biz gördük, uzlaşma kültünü zayıf. Her şey siyah beyaz ama gerçek hayatta böyle değil. Yüzde 50 ve üzeri oy gerekeceği için bundan sonra cumhurbaşkanı seçilecek kişinin Türkiye’nin ortak paydası olan değerleri temsil etmesi gerekecektir. Bu sistem kutuplaşmayı artırmaz, uzlaşmayı artırır. Meclis yine etkin bir şekilde görevini yapacak. Partiler mecliste etkin rol oynayacak. Biz iki başlılığın yaratacağı krizleri engellemek istiyoruz. Hükümet krizlerini engellemek istiyoruz. Millet olarak siz karar vereceksiniz. Biz size inanıyoruz, güveniyoruz. Bu bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Bu çift başlılığa son vermemiz gerekiyor. ”