GAÜN’de Coşkulu Nevruz Kutlaması

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Atatürk Kültür Sahnesi önünde gerçekleştirilen törende baharın müjdecisi “Nevruz” coşkuyla kutlandı. GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür ve protokol üyelerinin Nevruz ateşini yakması ve bereket tepsisini ateşe atması sonrasında Rektör Prof. Dr. Gür, öğrencilerle birlikte halay çekip, nevruz ateşinin üzerinden atladı.

 

Protokolün örste demir dövdüğü etkinlikte, GAÜN Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Halk Oyunları ekiplerinin gösterisi sırasında ise renkli görüntüler yaşandı. Nevruz ateşinden atlayan Rektör Prof. Dr. Ali Gür, tören sonunda katılanlara Özbek pilavı ikram etti.

 

Etkinlikte konuşan Rektör Prof. Dr. Ali Gür, Nevruz Bayramı’nı işaret ederek; dünya coğrafyasında bu kadar yayılan din, dil, ırkları aşan ve bunları bir araya getiren başka bir bayramımızın olmadığını vurguladı. Prof. Dr. Gür, “Adriyatik’ten Çin Setti’ne, Balkanlardan Orta Doğu’ya, Orta Asya’dan Afrika’ya birçok alanda kutlanan ve tarihi mitolojilere dayanan böyle bir bayram hala bizi birleştiriyor ve birleştirmeye devam edecek. Türklerin de, Kürtlerin, Farsların, Müslümanların, Zerdüştlerin, Hıristiyan bazı dönüşmüş toplulukların da herkesin bayramı. İşte o yüzden dünyada bu kadar birliktelik oluşturabilen başka bir bayram yok” diye konuştu.

 

Önemli olan ruhların bir arada birleşmesi

Nevruz Bayramı’nın tarihte yaşanmışlıkların kökümüze, ruhumuza kadar işlemiş argümanlarını ortaya koyduğunu aktaran Prof. Dr. Gür şunları söyledi: “İsterseniz Ergenekon’dan çıkış destanını, isterseniz Demirci Kava’nın Zahhak’a karşı vermiş olduğu mücadeleyi ele alın, isterseniz ateşin yanışını Zerdüştlüğe kadar götürün. İsterseniz ateşle birlikte Ergenekon’dan o dağı delen ve eriten destana kadar götürün. Hiç fark etmez, siz kendinizi nerede ait hissediyorsanız oradasınız. Önemli olan bu ruhların bir arada birleşmesidir.”

 

Bu bayramın Orta Asya kültüründe çok fazla kutlandığını ve çok önemsendiğini kaydeden Prof. Dr. Gür, günler öncesinden ev temizlikleri, bahar temizliklerinin başladığını ve bunun bizim kültürümüzde de olduğunu belirterek konuşmasının devamında şunları söyledi:” Bahar temizliği dediğiniz şey Nevruz Bayramının bize kattıklarıdır. Sadece evimizi, çevremizi temizlemiyoruz, bedenen ve ruhen temizlenmek için Orta Asya’nın birçok yerinde on beş gün öncesinden oruçlara başlanıyor, ruh temizliğine gidiliyor. Geçmiş tortularımızdan, sıkıntılarımızdan kurtulmak için hayatımızda her şeyin nötrleştiği ve ortalama bir insan ruhunun oluştuğu ekinoks dediğimiz gece ve gündüzün bir arada eşit yaşandığı dönemi biz bu bayramla birlikte anlıyoruz. Tarihte çok fazla sıkıntılarımız olmuştur ama biz bu sıkıntılardan kurtulmak için birlikte, beraberlikle tek yumruk halinde o örsün üzerinde demire inen yumruk gibi sıkıntılarımızı da ortadan kaldırıyoruz. Sıkıntılarımızı oruçla, sabırla, nefsimizi ve kendimizi arındırarak aynı zamanda da demir üzerindeki sıkıntılarımızı birlik, beraberlik ruhumuzla eziyoruz ve geleceğe bir umut taşıyoruz. Ritüellerin mitolojiden kalsa bile hepimizin ortak değeri olduğu için sahiplenmesi gerektiğini düşünüyorum.”

 

Programa Rektör Prof. Dr. Ali Gür, Şehitkamil Kaymakamı Ali Dursun, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Hilmi Bayraktar, Prof. Dr. Metin Bedir, Rektör Danışmanı Doç. Dr. Mehmet Emin Sönmez, Genel Sekreter Doç. Dr. Ayhan Doğan, Genel Sekreter Yardımcısı Burhan Akyılmaz, akademik, idari personel ve öğrenciler katıldı.

 

Türk Dünyasında Nevruz Paneli’ne Yoğun İlgi

 

Nevruz Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Atatürk Kültür Sahnesi’nde düzenlenen Türk Dünyası’nda Nevruz konulu panelde konuşan Prof. Dr. Babek Kurbanov, dünyadaki ulusların, milletlerin ve halkların kitlesel-sosyal olaylar gibi değerlendirilen şenlikleri, törenleri, bayramları olduğunu belirterek, bu türlü sosyal-tarihsel olayların insan birliklerinin tarih karşısında bir göstergesi olduğunu ifade etti. Nevruz Bayramı’nın mevsime bağlı bir uygulama olduğunu aktaran Doç.Dr. Mehmet Erol, genel itibariyle Nevruz’un 21 Mart günü kutlandığını, bu tarihin günle gecenin eşitlendiği ve kış mevsiminin bitip bahar mevsiminin başlangıcı olduğunu belirtti. 21 Mart’ın özellikle yakın tarihe kadar süren hayat tarzları dikkate alındığında Türkler için doğanın izin verme zamanının bir bayram olarak kutlandığını ve bunun bir nevi şükür olarak algılanabileceğini kaydetti. Nevruz’u genel çerçevede Türk, dostluk ve bahar bayramı olarak tanımlayan Yrd. Doç.Dr. Dilaram Akramova ise, Orta Asya’da bütün halkın, insanların birlikte çok canlı güzel bir şekilde kutladığı bir bayram olduğunu söyleyerek, “Nevruz canlanma ve baharın gelmesiyle beraber diğer taraftan da dini nitelikte kazanmış. Şu an Orta Asya’da herkes iyi niyetlerin beslendiği, yeni yılın ilk günü olarak ve Yaradan’dan ailesine, halkına bereket duaları eder. Nevruz aslında Orta Asya halkları için büyük bir umut” diye konuştu.

 

Panel öncesinde GAÜN Azeri Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlgar İmamverdiyev tarafından katılımcılara mini bir dinleti sunuldu.